Seni ne kadar çok sevdiğimi söylememe gerek yok elbette ama söze bununla başlamak istiyorum;
Seni seviyorum.
Bendeki sen bitmez. Severim yine seni. Bir şiir mısrasında, ufak bir tebessüm de yine severim.
Ama beni sevmeni isterdim, iki cihan bir araya geldiğinde kıyametler kopacak olsa da, beni sevmeni isterdim.
Belki, belki bir gün bende ki bu yaralar sende şifa bulur, belki de sonsuz karanlıkta seninle kanamaya devam eder, bilemem. Bildiğim tek şey, seni sevdiğim. Akla hayale sığmaz belki, seni böyle seven de olmamıştır. Mutluluğun anahtarı sende ise kapı sonsuza kadar kitlenmiştir.
“1 yıl geçti yüzünü görmeyeli, 1 saniye geçti aklıma düşmeyeli.”
Yüzünü göremiyorum, sesini ise hayal meyal hatırlıyorum. Özlüyorum, çok özlüyorum. Kalbim parçalanıyor belki ama dayanıyorum yine de. Derdim sen isen şayet dermanımda sensin ışığım.
Yine düştün aklıma, hayalime yine sana yazıyorum, yine vazgeçemedim senden.
“But have you ever felt homesick for a person?”
Hiç sahip olamadığın bir insanı yuvanmışçasına özlemek.
Ve ardından gelen sessizlik, çaresizlik.
Gecenin 5’i aklımda sen, elimde kalem.
Sadece sen, daima sen.
Sonu olmayan hasret.
Vazgeç gönül, vazgeç bu karanlıktan.
“Gece midir seni bana düşündüren, yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?”
Balkondayım, seni gözlüyorum sevdiğim. Göz gözeyiz sanki, şuracıkta yanı başımdasın, sanki uzatsam elimi değeceğim saçlarına,
açıyorum gözlerimi, yok oluyorsun. Uyanıyorum, yoksun. Oysa senin yüzün uyandığımda görmek istediğim ilk şey. Olmuyor.
“Gölgen düştü üstüme kime saklansam hep, yağmurların buldu beni ıslandım elbet.”
Kime sığınmak istesem olmadı, ne zaman unutmak istesem yine olmadı. Ben seni unutmak için sevmedim. Ama böyle olsun da istemezdim. Bu yürek bir sana deli oldu senden de çıkış yok.
“+Kendine iyi bak
-Sen de öyle”
Bir sabah uyansam, kendimi unutsam da bu iki satıra ömrüm boyunca unutamam. Avaz avaz suskunluğum saklı belki orada, belki de sana olan aşkım. Ne dersen o, ne dersem o. Üzerine fazla bir şey diyemem. Bu satırlarda tam olarak 23 ayın hasreti, nefreti, aşkı var. Bilemezsin, bilemeyeceksin. Sen aklıma geldiğinde gözlerimin ışıltısını bilemeyeceksin. Seni anlatırken sesimin titreyişini duyamayacaksın. Hissettiklerimi hissedemeyeceksin. Ama ben hala o günkü gibi yaşıyorum her şeyi. Ah diyorum şimdi ki aklım olsa böyle mi yapardım. Bilemedim ben de, sana böylesine tutulacağımı. En büyük hatamdı belki de yerine birini koymamak, herkeste seni aramak, seni bilmezken. Kendime iyi bakamıyorum sevdiğim, iyi olamıyorum, iyi hissetmiyorum. Ellerim ellerine değmedi asla ve parmaklarım parmaklarına karışmadı lakin benim yüreğim daima sana kenetliydi, hala da öyle. Ben bir seni sevdim bir de bende ki seni, sadece seni.
“Birileri anlatsın bana, aşk daha neler ister? Sevilmeden yitecek mi bu beden?”
Sen aşkın ta kendisisin. Sen aşksın. Aşk ise senin yanında basit bir kelime. Seni sevmek güzel şey peki sen tarafından sevilmek? Bilemiyorum.