Yokluğunda her günün yıla döndüğü zamanlarda asrı tamamladım bugün. Yüzümde yüzen onca ifadenin, en buruk yüz çevirişi. Bir asır oldu sevgilim. Bugün günlerden bir asır oldu. Ucu ucuna yerleştirdiğim hasret tesbihinin, bugün imamesini tamamladım; dinmeyen hasretim.
Ben sana hep hasrettim de, hiç hasret kalmamıştım; sonsuzluğum. Bu kadar uzun, bu kadar uzak olmamıştım ben sana. Dur yanlış oldu sevdiğim. Senin bendeki yerin hep sol yanımda; ama sen çok uzaksın artık bu yana. İçimdeki senin ömründe zerre azalma olmadan, katre katre aktı içime gönül pınarım.
Asırlara meydan okuyan aşk bu olsa gerek. Senden sonra zaman durdu burada sol yanım. Ne akrep yelkovanı kovalıyor, ne takvim yaprakları sonbahara hazırlanıyor. Burada güneş bile doğmuyor ki gökyüzüm. Ne gece gündüzü sarıyor koynuna, ne yıldızlar gökte huzurla ışıldıyor, ne de ay mehtaba karşı meze oluyor soframa. Sessizliğin ev sahibi olduğu, gece cinnetlerimin misafirliğinde kayboluyor sözlerim.
Ben bu kadar sessiz değilim hatırlarsın. Ama kelimelerim yorgun, yaralı, kırık dökük dökülüyor ağzımdan. Senin duymadığın bütün sözlerin israf olduğu dünyamda, susarak ne anlatabiliyorsam işte. Sana suskunluğum sessizliğim değil zaten; unuttum sanma diye bu gönül karalamalarım. Durmadan yazmalarım, sevdamın kanıtı olarak kalmasındandır; alın yazım.
Gönül defterimi bir ben bir de Rabbim bilir. Bir gün olurda denk gelirse ismim, bir başlıklı yazının altında; bil ki sen bilesin diyedir. Benim bildiklerim bir asırlık tecrübeyle çıkarken kalemimden; birikimlerim eşsiz gözlerinin ufkumdaki zenginliği, gönlümdeki ateşi yakmasındandır.
Bu gece bir asır oldu sevgilim. Geçen bunca zamana yüzümü hiç asmadan sana; gittiğin yenilgisiyle kalakaldım öyle. Nice asırlar geçer belki, ömür zaten belli. Sonuma, sonsuzluğuma kadar tutacağım seni. Gün olur da seversen birisini; asırlar boyu mutluluklar sarsın, sevgi evinizi…