Kendini görmeden yaşar insan. Hisseder ama göremez. Kendini uzaktan izlemeyi denedin mi hiç? Ya da düşündün mü sen her zaman sen misin diye? İnsan çoğu zaman göremez kendini ve biliyordur o her zaman o değildir. Çünkü hayat bazen ona kendisi olmayı yasaklar. Kendisi olursa, içinden geçen gerçekleri söylerse yahut; korkar insanların ona tepki göstermesinden. Nefsine en güzel geleni, insanların gözünde en iyi olmayı seçer. Böylelikle o da sevdiği şeylerin üstüne bir çizik atar ve kim neyi güzel görüyorsa ona göre davranmayı ön plana çeker.
Seçimlerin kendini unutmana sebep olur. Yaşadığın o hayat birden soyutlaşır, yalanlaşır, uzaklaşır. Artık yalnız kaldığında yaptığın şeyleri unuttun. Evine adımını atar atmaz boşlukta bulursun kendini. Eskiden kendini en rahat hissettiğin yer, sana güven veren, kalbini ısıtan yer artık anlamsızlaştı. Televizyonun karşısına oturur, eline telefonunu alır, boş boş bakarsın. Sıkılırsın. Başkalarının hayatlarına bakarsın; dersin ki onlar mutlu ama ben değilim. Hayatın ve yaşamın adaletini, anlamını sorgularsın. Sanki her şey senin aleyhinde artık. İçinde bulunduğun durumlar, duygular, birlikte duygular paylaştığın insanlar sanki karşında koca bir dağ ve sen o dağı geçemiyorsun. sanki herkes o dağın arkasında eğleniyor ama sen uzanamıyorsun.
Bunları düşün ve karar vermeden önce uzaklaş hayatından ve bir bak! Seçimlerin, kararların nelere sebep oldu. Yaşadığını sandığın o hayat… Bilebile seçerek kendin olmamayı, hatta belki yaşamamayı seçtin şimdi. O yüzden uzaklaş ve bak yaşamına…