YAĞMUR’UN GÖZYAŞLARI
Senaryosunu tanrının yazdığı figüran damlaların meşhur olma yarışına girdiği bir filmdir yağmur bu şehirde ve her anı izlemeye değerdir.
Dünyanın öbür ucuna kaçmak duygusuyla sevmeli insan bazen ve ne olursa olsun. İyi olmasa da kötü de olsa sevgilisi onu sevmeli ve sevgisinden gurur duymalı. Yaşamalı sonuna kadar canı çıkıncaya kadar, aşkın varsın o aramasın, sormasın, yazmasın, çizmesin neye yarar ki? Anlamaması senin yaşamana engel değil ki diyeceksin demelisin, diyorum günlerdir kendi kendime. Yani anlayacağın ıslanıyor düşüncelerim seninle ama zararı yok. Çünkü günlerdir ıslak ve yorgun bu şehir.
Oysa bu şehirde yağmur yepyeni bir fırsattır kaldırımlarında yürümeye. Bu şehir sevmesini bilen herkese sevgilidir. Bu şehrin yağmurları hayat gibidir, aşk gibidir, sen gibidir. Biraz da gelip geçer üstünden. Bu şehrin yağmurları anlayacağın birazda sendir. Hep gelmeyişlere hasrete gebedir. “Nasıl beceriyor yahu bunu” dersin kendine çözüm bulamazsın.
Bu şehirde yağan yağmura su demeyen insanlar yaşar… Ve bilirler değerini yağmurun… Yani sana benzemez bu şehrin insanları… Sade o değil yağmurdan, ıslanmaktan, aşktan korkmaz bu şehrin insanları ve kaçmaz. Öyle ki yağmur yağarken denize girer bu şehrin insanları… Ne güzel şey değil mi?
Senaryosunu tanrının yazdığı figüran damlaların meşhur olma yarışına girdiği bir filmdir yağmur bu şehirde ve her anı izlemeye değerdir. Bu şehrin çocukları da çocuk yüzlü insanları da yağan yağmuruna benzer… Aralıksız boca ederler üzerine ve sen daha kurulamadan üzerindeki sözleri
ıslanır bulursun kendini…
Yağmur gibi yağar aşklar bu kentte… Aşkın yüz hatları bu şehrin kanına dolaşır her damlada . Yağmurlar aşkı çağırır bu kentte hem sade aşkın dirisini değil ölüsünü bile, şaşıramazsın…
Bu şehirde ağlamaktan kaçınmaz yazarlar, aşıklar… Çünkü bilirler ki bu şehrin yağmurları saçlarının arasından süzülen gözyaşlarının saklandığı en güzel yerdir. Aksine yağmur saklar gözyaşlarına kendini…
Bu şehirde yangınları çıkaran da yağmurdur, söndüren de… Ve öyle bir şehr-i canandır ki bu şehir. Sen bil diye gurur duy diye söylüyorum. Öylesine değil, ölesiye, her hücresiyle sever aşkı, bu kentin yağmur bakışlı kadınları erkekleri…
Bu başıma düşen son yağmur damlası olacaksa bile, seni sevdiğimi söylemekten vazgeçmeyeceğim. Bil ki; ben yağan her yağmurda, bu şehri, bu şehrin insanlarını, ağaçlarını, her bir böceğini, çiçeğini, kuşlarını en az bu şehrin yağmurları kadar seviyor olacağım.
Mecnun Ateş – 24/03/2013