Hani kelimeler insanın boğazında düğümlenir ya,konuşsa yüreği kanar sussa gözleri dolar.Öyle bir an yaşadığım dipsiz,sonunda umudu taşıdığına inandığım ışık olmayan kuyudayım.Ne çırpınmaya gücüm,ne seslenmeye yüzüm var.
Acı acı yutkunuyorum aslında içime attıklarımı o acılar beni daha kırılgan,daha alıngan,daha hırçın yapıyor.Ben böyle
olmak istemiyorum ki bu benim seçimim değil,seçtirildiğim ama bu davada yargılanan, ben tutuklanan ben.
Hep derim ya kötüler reklamlarını iyi yapar.Ben galiba hep o anda kanal değiştiriliyorum.Yaptığım belli,nedeni önemsiz,o benim sorunum.
Suç diyorum çünkü ancak bir suçlunun başına gelebilecek baskıyı,zulmü,hakareti görüyorum.Tuhaftır ki herkes yapar aslında ama sen yaptığında yapılmış olan yapılmış olur.
“KÖTÜLÜK”dediğimiz şey yani kısası.Uzunu mu:Aslında bir damla da olsa gözyaşı döktüğümüz her şey.Bunlar bir idam mahkumunun son cümleleri değil,acılı bir kadının yüreğinde kalanlar da değil,hayata karşı hayatla ne yapacağını bilmeyen, en zor döneminde değil hep zor dönem yaşayan birinin tek dert ortağı kağıtlara yazdığı gözyaşlarıyla beslenen acılarının kalemine sığdırdıkları.
Çocukluğumda ya susardım ya da bir kuytu köşede gözyaşlarım acılarıma yatıştırıncaya kadar ağlardım.Büyüdüm ama ağladığım ,hala çocuk olan tarafım benimle,belki de çocukluğumun tek hatırası.
şimdi sığındığım gibi kaleme sığınıyorum çoğu zaman,yetmiyor dilime vuruyor hiç istemiyorum aslında üzmeyi çünkü üzülmeyi çok iyi biliyorum.Onlara söylediklerime en çok ben üzülüyor ve pişman oluyorum.yüreğime yeri geliyor kilit vuruyorum da dilime söz geçmiyor.
Daha ne yaşayabilirim ki diyorum haykırarak hayat cevap veriyor sanki yaşattığı olaylarla hemen bana daha dur bunlar ne ki..
Çaresiz bekliyorum,bekliyorum,bekliyorum…beni daha nelerin beklediğini ,son ses hayatı dinliyorum.
Elimde kağıdım ,kalemim;yüreğimde acılarım ve keşkelerimle…