Bir adam vardı. Canı mı sıkılıyordu? Eeee(!) siz nerden biliyorsunuz daha söylemedim ki! Sonra bir kadın yoktu. Ve Tanrı Kadını Yarattı, filmi bile yapılmıştı babamın doğduğu yıl ama bir kadın yoktu. Aslında ütopyadaki varlıkları kabul ediyorsanız, kadın da vardı ütopik de olsa. Hikayesini yaşayamadığım hayatın ütopyasına saplanmak istiyordum. Ütopyaları gerçekte yaşayamazdık demi… O zaman gerçekte yaşayamadıklarımızı ütopyada yaşayabilirdik. Kimseye çaktırmıyacağım Bee endişelenmeyin. Deli de diyemezler. Herkesin önünde öpmem zaten onu. Öyle herkesin içinde ütopyamda yaşamam. Konuşmam onla başkaları yanımdayken. Ama Siz yabancı değilsiniz. Ütopyamdaki ilk anımı anlatayım size. Geçen gün botanikbahçesindeydim. Onu da yanıma çağırdım. Galata kulesi karşımızda, yorgun vapurlar telaşsız bir şekilde Karaköy limanından kalkıyordu...İstanbul yaa ne sandınız. Mavi tonlar en güzel İstanbulda yaşanır sarı yapraklar toprağa kavuşurken. Görmüştür görmüştür İstanbul İstanbul olalı neler görmemiştir ki. Ahh ahh boğazımızdan daha derin bir ahhh. Meet kısmı piyasa da yok daha o aralar. Ne anlatıyordum ben vapurlar diyordum. Vapura bakmıyordum aslında onlar gözümün önünden geçiyordu sadece. Baktım O da yanımda oturmuş. Sevinmiştim uzun yalnız anlar olmuştu aramızda görüşmeyeli. Rüyama bile gelmiyordu. Ne var sanki azcık bir es geç rüyamdan. İnsanlık çok ketum olmuş. Rüyama bile gelmiyor. Öyle huzurlu huzurlu sarı sıcak, ağaç, galata kulesi, mavi denizin esintisi genizimden akıyordu ılık ılık. Yanımdaydı ütopik kadın bol üüüülüsünden. Şşş yapıyordum tabiaata parmağımla..Etrafa bakıyordum bir böceğin çıkarabileceği bir çıtırtıyı engellemek için. Huzur dilsizdir madam . Uzun uzun susmak istiyorum. Gözlerinizdeki galatasliuetine bakıp gözetlemek istiyorum içinizdeki fırtınaları, derin susuşların gizemini. Susmalarımda kesik kesik. Ağzım oynuyor lakin sesim çıkmıyor. Usumda susmaya başlıyorum. Alfabeta koşar adım ilerliyor. Madam sizi anlatmak istemiyorum, size ait tınıları. Anlatabilirim sanmıştım. Anlatabilemezmişim oysaki. Ütopik kahraman sen de kalk git. İkna başlayacak ikide. Kurufasülyeciler, yalınayak suriyeli dilenci çoçuklar, turistler, Süleymaniye, Büyükşehrin büyükşeyhin, büyükşeyin tuvaleti ücretsiz hem de geniş hijyenik, süvariler, atlı birliktelikler, sevgililer… Beyefendi siz nereye gelmiştiniz. Her defasında bana soruyorsunuz sadece.. İkna olmuyor ama İkna var iki de.. Aynel Kobani düşmüşmüydü hani türkçe de olmayan harflerle yazılan şehir..Susmak, belki kusmak çözüm olamaz ama rahatlatabilir bir ihtimal.