Beyaz bir kelebek kanat çırptı, tam ucunda kalbimin.
Ve döndü âlem; güllerle çepeçevre, sağanak yağışlı bulutsuz bir günde,
tam da karşısında savunmasız kadının.
Ben, o savunmasız kadınım.
Tırmandım en derinlere, tırnaklarımla kazıdım yolları,
tırnaklarım olmasın artık diye taşları.
Eskittim trenlerin sessiz vagonlarını,
eskittim aynaları solgunlugumun yansımasından
ve çürüttüm önüme gelen her portakalı.
Ben, o çirkin kadınım.
Her bir çığlıkta canı sökülen babamı anımsadıkça,
benliğinin suçunu kaldıramayan kadınım.
Ellerim tutsak bana, kalemim mağdur,
kelimelere sığmayı denemiş martılar bitkin.
Küçük bir rüzgar esse gölgemde,
beni yutacak kasırgadan, kaçan kadınım.
Hiçliğini büyüttükçe sevinçten yeri göğü taşıran,
kimsesiyle doymuş, o küçük kadınım.