Başkalarına sevgi beslerken sen onu o başkasını düşünüyorken işte o zaman zorlanmaya başlıyorsun,büyümek ve olgunlaşmaya başlamak dedikleri şeyler bunlar olsa gerek.Büyürken her bir gün büyürken bu oldukça zorlu yaşamını sürerken birden yolunda birini görüyorsun bir anda ama hiç ama hiç beklenmedik bir anda.Tutup gittiğin yola onu da sürüyorsun tabii ilk başlarda korkuyor korkmuyor da değil hani ve o da zamanla alışmaya başlıyor senin benliğini kazanmaya başlıyor zaman zaman ve senin gibi o yola odaklanmaya başlıyor.Yol bazen çukur dolu bazen virajlı ama her birini sakin ve temiz geçiyorsun seninle bir olup sınavlara girmeye başlıyor,yarışa giriyor insanlarla- kii bu ne kadar doğru insanın insanla yarışması orası meçhul-.Birlik olup birlikte bir adım atıyorsunuz artık,çünkü sen o olmuşsun o sen.Sevmeye başlıyorsun işte işin en garip ve en civcivli yanı da bu ya neyse seviyorsun gerçekten bir sevgi oluşuyor o kadar isteksiz ben şunu seveyim dediğin zaman sevemiyorsun ama birden ekstrem bir şekilde sevgi oluyor içinde hissediyorsun çünkü,onu hissetmeye başlayınca bir değil iki düşünüyorsun demektir artık.Sahiplenmeye başlıyorsun ve bu başlangıcın en doğal şartıdır sahiplenme duygusu velhasıl aile dedikleri kavramı onunla yaşamaya başlıyorsun bir aile gibi geliyor sana aile sevgisi uyandırıyor sende ona ait her şey senin oluyor sana ait her şey onun oluyor tıpkı sevgi gibi.Sen sevmeye devam ettikçe zamanı fark etmiyorsun bile sevginin boyutu,büyüklüğünü ve küçüklüğünü hissedebiliyorsun ama zamanın akıp gittiğini hiç ama hiç hissetmiyorsun ya da hissetmek istemiyorsun öylece akıp gidiyor.Bir bakıyorsun onunla geçen zamanın sonuna gelmişsin ayrılmanın zamanı gelmiş bahsetmiştim o zaman işte ayrılık zamanı geçsin diye uğraşıyorsun ama geçmeyen o ayrılık zamana hem alışamıyorsun hem de alışmak istemiyorsun,sen ardına bakmadan gidemiyorsun küstahça.O yavaş yavaş gitmeye hazırlanıyor ve vaktin geldiğini biliyor ona dur desen gidecek git desen gururlu bir şekilde yine gidecektir ve tereddütsüz ardına bile bakmayacak içinde seni soyutlamış çünkü bitirmiş yok etmiş rahat bir şekilde.Susuyorsun artık susmak en asaletli bir eylemdir en güzel cevabı veriyorsun yüzüne karşı ve yolunu açıyorsun…Sonra bir mutlu olma evresi içine giriyorsun halk dilinde depresyon da denilebiliyor ve o mutluluğu sadece her zaman okuduğun kitaplarda ve izlediğin filmlerde görüyorsun’’mutluluk’’çok garip değil mi?.Aslında sen hep mutluydun ve hala öylesin fakat bir insanla geçirdiğin anıları ve yaşantıları en güzel mutluluk olarak sayıyorsun sanki mutluluk yokmuş gibi ve gidişiyle kendini yarım hissediyorsun mutlu olmayı tamamen bitirmişcesine….
Sen kötü biri değilsin aslında kötü olan onlar.Birçok hataların vardır elbette ama en büyük hatan saf bir sevgiyi büyütüp tertemiz,kocaman bir sevgi oluşturup göz önüne çıkarman en büyük hatadır.İnsanı kötü yapan şey de böyle göz önüne çıkarabilen büyük bir sevgi başarabilendir.Seni bencil yapar,gözlerini karartır,zarar vermeye başlarsın ama istemsiz ve sadece senin olmasını istediğin için zarar verirsin iyilik peşine koştuğun için zarar verirsin ne bileyim yalan söylersin ve bu seni hatalı kılar ve büyük bir sevginin karşılığı da kötü olmak.
Tanrı’nın verdiği küçücük kalbe nice büyük aşklar,sevgiler sığdırdığın için imkansızlaşıyor.Bana sevgiyi anlat deseler susarım,aşkı anlat deseler susarım,dostu anlat deseler,arkadaşlığı anlat deseler yine susarım ama bana seni anlat deseler aralıksız günlerce anlatabilirim çünkü sevgide,aşkta,dostlukta ve arkadaş da sensin,senin imkansızlığın benim içimdeki büyüttüğüm bu büyük sevgi ve bu büyük dörtlüdür.Seni aralıksız sevmek benim değil kalbimin zoruyla bu küçücük kalp ikiye ayrılmış gibi hissediyorum resmen,bir yanı komple sen bir yanı diğerleri.Bana karşı bakan sevgi dolu gözler var ya bana o kadar kızgın bakıyorlar ki sanki döveceklermiş gibi bazen buna anlam getiremiyorum ama en sevdiğim şey düşünmektir bilirsin ve düşünüyorum beni seven neden bana kızsın ki diye sonra düşüncelerimin doğru yolu bulduğunu da düşünüyorum o da seni benden daha çok sevdiğim için olsa gerek.Tanrı’ya şükürler olsun seni bu denli saf ve temiz sevebildiğim için senin gibi olmadığım için küçük bir kalbe eskileri,tertemiz sığdırıp yaşatabildiğim için.Senin gibi olamadığım için işte mutluyum sevgi,aşk,dostluk ve arkadaşlığı yani bu dörtlüyü senin gibi çöp kenarına bırakmadığım için mutluyum ve mutlu olmaktan bahsetmiştik ya işte ben gerçekten mutluluğu hak eden bir insanım dörtlüyü ve temizliği yaşatabildiğim için ama sana gelince aslan parçası sen temiz olamadın gittikten sonra kalbinin içi dolmaya başladı bir kişiyle değil resmen bir ordu sayısına ulaşmış duyuyorum insanlardan velhasıl sen mutsuz ben mutlu yaşamayı başarıyorum.Senin giderken yaptıklarından sen utanmıyorsun ama ben o yaptıklarından senin adına utanıyorum…
‘’Aşk gerçekten en büyük imkansızlık;kendinden çok onu sevdiğin için.’’