Atmasan keşke be kardeşim, atmasan. Türkçeye olan ilgimden ve hassasiyetimden midir bilmiyorum ama bazı kelimelere takıyorum kafayı bir süredir.
Hemen hepimiz bu ‘atıyorum’ kelimesini cümle içinde kullanıyoruz zaman zaman. Cümle arasına sıkıştırılmış küçük örneklerden önce yer buluyor kendine bu kelime. Kullanmamızdaki gizli anlam da şu: Şimdi söyleceğim şey gerçeği yansıtmıyor, sen sadece böyle bir şey olduğunu sadece varsay.
Evet, gizli anlam aynen bu bana kalırsa. Bu yüzden ‘atıyorum’ kelimesine takmış durumdayım. Oysa ne çok kelime var bunun yerine geçebilecek: Örneğin, mesela, misal, varsay, farzet, diyelim ki… Benim aklıma gelen birkaç kelimeden bazıları sadece bunlar. O kadar zenginiz ki dil söz konusu olduğunda, gerçekten kullanım alanımız olabildiğince geniş. Belki de bu sebepten ötürü hassasiyetime sebep oldu onca kelimenin arasında ‘atıyorum.’
Birçokları tarafından belki de komik kaçacaktır bu aşırı hassasiyetim fakat ben, dediğim gibi dil konusunda çok hassasım ve bu yüzden detaylar dahi olsa alanıma giriyor. Ki zaten inanıyorum ki, konu dil ise, zaten detaylarda yapılıyor hatalar ve bu detaylar bütüne etki edebiliyor.
Bir hikaye varsayabiliriz öyle sanıyorumki bu konuyla alakalı. Diyelim ki hevesle okuyacağınızı düşündüğünüz bir kitap var ve siz ona sahipsiniz. Okudukça baktınız ki bazı kelimelerde veya noktalamalarda bariz yanlışlar var. Bunlara rağmen okudunuz kitabı ve özümsediniz, eleştirdiniz, notlar aldınız ve rafınıza koydunuz. Bir arkadaş ortamında konu kitaptan açıldı ve siz de son okuduğunuz kitaba değindiniz. Her şeye rağmen okuduğunuz bu kitabı anlatırken, o detaylarda gizli olan ve yüzlerce sayfa içinde bazı yerlerde var olan hatalara değinir misiniz değinmez misiniz? Cevap sanırım ‘değinirim’ olurdu.
İşte bu sebeplerden ötürü konu dil ise, hatalar zaten detaylarda gizli. Ama yine söylediğim gibi o detayların gücü, bütüne yetebiliyor.