Allah kahretsin! Yine uyandım ve hiçbir şey değişmemiş. Paketimde normalden bir kaç eksik sigara var sadece. Her zaman yaptığım gibi gözlerim tam açılmadan yakarım bir sigara ve yeniden hatırlarım her şeyi… Sıra dışı bir insan değilimdir. Herkes kadar sevdim. Herkes kadar sevildim. Elbette herkes kadar da elime yüzüme bulaştırdım. Sevdiğim kadın kocaman gözlerinden umut tanelerini birer birer yanağından dökerken, gururum beni mahveden şey oldu. Bilmezdim ondan ayrılmak dünyanın en büyük acılarına gebeymiş meğer. Çünkü sonraları gelen o pişmanlık var ya, tek başına gelmezmiş. Yanında ne acılar sefillikler getirirmiş. Ha bir de kucak dolusu özlemek… Dedim ya sıradan bir insanım işte ayrıldım, pişman oldum, yalvardım, ağladım, içtim. Herkes kadar… Vazgeçmedim tabi. Mesajlar attım, şiirler okudum, her gün yalvardım. Bu sözüm erkeklere: Kendinizi vazgeçilmez sanmayın. Biraz zaman verdiğinizde kadınlar sizi öyle güzel unutuyormuş ki şaşar kalırsınız. Bana da öyle oldu işte. Ne yaptıysam eskisi gibi bakmadı gözlerime sevdiğim kadın. Sonunda beni aradı ve buluşmak istediğini söyledi. Sanırsın kansere çare bulundu. Gururunun köpeği olan bir erkeğin böyle çocuklar gibi sevinmesine imkan yok! Fotoğraflar, anılar veya eski mesajlar yok. Gözlerini görebilecektim. Ben onunla her buluşmadan önce onun ne kadar güzel görüneceğini hayal ederdim. Ama o her seferinde de hayal bile edebileceğimden daha güzel olurdu. Yine öyle oldu. Hatırlayabildiğimden ve hayal edebildiğimden onlarca kat fazla bir güzellik… Ancak benim bu hayran bakışlarım gözlerine erişemiyordu. Gözlerini öyle itinayla kaçırıyordu ki neredeyse bir tutam dahi umut yoktu bakışlarında. Tam o anda anlamıştım kötü bir şey olacağını. Öyle tedirgindi ki sanki beni dinlemiyordu. Bir şey söylemek istiyordu ama öyle zorlanıyordu ki. Benim kadar acımasız değildi. Beni üzeceğini biliyordu. Bu tedirginlik, çekingenlik hep bundandı. Sonra o ana kadar farketmediğim bir şey gözüme ilişti. Sol elini gizler gibi masanın altından çıkarmıyordu. Sonunda acı haber geldi. ‘Ben başkasına aşığım’ bırak peşimi dedi. ‘Bunu bize yapamazsın, böyle olmaz’ dedim. Ama daha önce gözlerini böylesine kararlı görmemiştim. Beni asıl acıtan bu değildi. Sonra sevdiğim kadın son sözlerini söyledi bana: ‘İzin ver de mutlu olayım artık.’ O an ölmedim belki ama paramparça oldum.