Yataktan kalkan kafam kısa bir sürede tekrar yerleşti yastığıma, kafam güzel bir sebep bulamadı vücudumu yataktan çıkartmaya. Benimde bir itirazım yok bu olana tek yaptığım telefonumdaki hoş sesi tekrar duyabilmek için erteledim. Önemli bir şey düşünmüyor kafam biliyorum yapacaklarım artık ezberimde, her şey olağan hareketlere dönüştü. Midemin uyarısıyla kahvaltı saatini kaçırmadan yataktan kalktım,ardından, neyse buraları geçeyim, zaten bir çok sıkıcı konudan bahsedeceğim.
Yürümeye başladım her zaman olduğu gibi aynı yere doğru, etrafa baktığımda bir çok genç görüyorum, onlara baktığımda kendimde göremediğim farklılıklar görüyorum, işin içine sohbet girdiğindeyse o farklılıklar çoğalıyor, tabi ki abartı olarak sanmayın illa ortak noktalar var. Kendim de her gün, her saat birbirinden farklı bir insan oluyorsam bu değişimin içinde başkalarıyla aynı noktalarda kesişmem kadar farklılıkların olması da normal bir şey. Hani Heraklitos’un bir lafı vardı ”aynı nehirde iki defa yıkanılmaz” işte insanda da böyle bir sürekli değişim vardır, bu değişimde insanları yakalayamaman normal bir şeydir.
Size klasik bir günümden bahsetmek konusunda pek emin değilim, sakın sizi değersiz gördüğümü düşünmeyin tam aksine bir günümü değersiz gibi düşünüyorum. Çözülmesi gerenken bir sorunsa günümüzü nasıl değerli hale getirebileceğimiz. Belki sizin için böyle bir konu sorun değil, istersen bu paragrafı atla. Her bir günün değerli olması, aslında değer kelimesini kullanmak yanlış oluyor çünkü insanın yaşam süresini günler sayesinde elde ediyoruz ve her insan yaşamı değerli olduğu gibi o parçalarda değerlidir. Fazla düşünmeyin önceki cümleyi bende pek anlam veremedim. Diyordum ki yaşadıklarımızı anlamlı veya değerli kılmak nasıl olacak bu iş, elbet herkesin vardır buna verecek bir cevabı ama bu cevaplar sanki biraz kişisel kalabilir herkesin kabul edeceği şey nedir? Ben pek düşünmedim bir şey diyemicem.
Eğer buraya kadar geldiyseniz size söyleyeceğim şey, sakın yanlış anlamayın ödüllendirmeyeceğim, buraya kadar okumaya sabretmenizi pek anlamış değilim yani sizi bu yazıda tutan ne? İşin gerçeği yazıyla ilgili olduğunu düşünmüyorum. İnsan vaktini bu kıytırık muhabbete neden harcar, size -siz kelimesini çekinerek kullanıyorum- bunu okutan sebep nedir? Hee birde çoğunuzun -hala kullanmakta emin değilim- pekte meşgul olduğunu düşünmüyorum hem bundan daha iyi seçenekleriniz olduğunu da sanmıyorum-kime göre, neye göre- bu yüzden tuşlara basmaya devam ediyorum ve devam ederim herhalde.
http://oguzhandmr.blogspot.com.tr/2018/05/beklentin-olmasn.html