Birinin kulaklarına fısıldayınca kalbine dokunursun.Frekanstan,şiddetten ibaret olmaz. Hz ya da dB ile ifade edilmez.Parmak ucundan farksızdır.Usulca dokunur kalbine.Hafif bir esinti hissedersin ilk önce.Daha sonra bir ürperti gelir. Bir göz kısılır.Dudak o yana bükülür.Bu hissin anlamını arar beyin.Kalp ukalaca gülümser.”Nasıl?”der.”Senin hakimiyetin dışında bir şeyler de varmış değil mi? Benim topraklarıma hoşgeldin!”
Ele geçirir tüm vücudu. Nasıl oldu bu? Sadece bir fısıltıydı. Belki belli belirsiz bir tebessüm ya da ufak bir bakış.Beynin bütün kontrolü o kas yığınına geçer. Nefes bile almadan kalp atar,beyinde sayısız elektriksel deşarjlar.Keşfedilmemiş topraklarda atılan ilk adımların heyecanı sanki.Ya da yılların harcandığı uçsuz bucaksız bir çölde karşılaşılan vaha bir nevi. Yabancı, heyecan verici, umut dolu ve yeni.Bilinmedik, korkutucu bir yandan da.Her şey işte.Her şeyden biraz.