Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden.Süratle ilerliyorum,bildiklerimden kaçıyorum, bilinmeyenin en kör noktasına doğru.Rotasız,rehbersiz,hedefsiz elimde bilinmeyen dolu bir denklemle,yine bilinmeyenin peşine düşüyorum.Bir şeyden kaçıyorum, bir şey arıyorum.Ne aradığımı bilmediğim,bilinmezliği arşınladığım bu yolda yorgun düşüşlerimi açıklayamıyorum.Bir ses,bir kelime,bir cümle??Aradığım ne??Belki de hayatımız boyunca hepimizin bir anlık da olsa içine düşen sonra hayat telaşesiyle üzeri örtülen bir arayış hissi bu.Farklı olansa benim üzerini kapatamamam..Aranan ne,nasıl bulurum,nerde bulurum..?? hiç bir fikrim yok.Sadece içimde bir şeylerin eksikliği-gün geçtikçe dev kazanı misali büyüyen eksikliği-dışında hakkında bildiğim hiç bir şey yok.Soluduğum havada,insanların yüzlerinde,değer verdiklerimin gözlerinde,yüreklerinde bulamayışıma göre aradığım çoook çook değerli,aynı zamanda kolay bulunmayacak bir şey..Ahh bir bilsem bir anda içimi dolduran yüreğimi ısıtan,aynı zamanda bulamayışımla beni kahreden şeyi,vazgeçmez miyim varlığımdan,kendimden??Gün geçmiyor ki tarihe arayış içinde olan bir isim daha yazılmasın,dillere destan olmasın..Ferhat’ın Şirin’i,Tahir’in Zühre’yi,Mecnun’un Leyla’yı arayışı misali daha nicesi kitaplarda yerini aladursun…Benim arayışımı hiç bir kitap yazmayacak,hiç kimse haberdar olup anlam yüklemeyecek.Bilinmezin içinde kaybolmuş,beni ayakta tutan şeyi arıyorum ben.Varsın tarih arayışı,amacı belli olanları yazsın,tozlu sayfalarına Tahirlerin,Zührelerin adını kazısın.Yok olana kadar bilinmezlik maratonunun tek koşucusuyum ben.