Issız tabutta sızan bir hayat sarhoşuyum, elim kolum bağlı. İzleyicisi olmayan bir tiyatro salonunda sihirbazlar illüzyon yapıyor başımda. Kimisi ayıltma, kimisi parçalara ayırma derdinde. Perdeler bir açılıp bir kapanırken süpürüyor tozlu bilincimi. Tavandan cılız bir düş sızıntısı aydınlatıyor salonu. Zemindeki çürük elmalar yerçekimi kanunu tekrar hatırlatırken bu duruma sadece sessiz kalıyorum. Boş koltukların arasında bir kaç dinozor şakalaşırken kafalarına birşey düşüyor, ağlaya ağlaya salondan kaçıyorlar ve ardından bir ses duyuluyor ki, dediği “bunların hepsi senin için…” Nedensiz bir “neden” kelimesi çıkarken zihnimde, tabut “sus” işareti yapıyor. Sonrasında sihirbaz şovunu kafasına sıktığı bir el mermi ile nihayete erdiriyor. Cesedi zemindeki çürük elmaların tam yanına düşüyor. Salonun çıkış kapısı açılıyor, düş sızıntısı son taneciklerini akıtıyor boşluğa. Karanlık çöküyor kainatın gözlerine. Yeni bir ruyaya uyanmak için sızıyor ıssız bir tabut içinde.
2 comments
Çok beğendim. İlginç bir tarzın var.
teşekkür ederim