Kaliteli edebiyatın peşine düşen okurların savaş açtığı endüstriyel detayları tek tek inceliyoruz.
ilk akla gelenler
* kitap kapağında insan yüzü fotoğrafı varsa.
* kitap, çok satanlar reyonunda yer alıyorsa.
* niv york tayms hakkında iyi şeyler söylediyse.
* arka kapağında kitabın ne kadar şahane olduğu anlatılıyorsa.
* kitap, yazarın anasına yok bilmem halasına atfedilmişse.
* ön kapağında “üfff ne biçim de taşaklı bir laf ama” niyetiyle bir aforizma sıçıldıysa.
* yazarı internet aleminden pörtlediyse.
* kapağı böyle janjanlı, yok böyle kımıl kımıl rengarenk tasarlandıysa.
o kitap deneyimlerime göre %98 tırttır. %2’lik yanıltma payı için özür dilerim.
dev fontlar
kitabın adı ve yazarı, bakan kişinin kulağına “bödöf böd bödöf” gibi bir efekt fısıldarcasına bütün bir kapağı kaplayacak kadar kocaman yazılmış ve kitabın kapağı rahatsız edici düzeyde ayrıntıya boğulmuşsa o kitap tırttır muhtemelen.
– en başa yazılması gereken şey kitabın “çok satanlar” listesinde yer alıyor oluşudur. bu kitaplardan uzak durun. türkiye’de şu anda okuma kültürü berbat hâlde. kitap okuyan sayısı arttı fakat kaliteli kitap okuyan sayısı azalmakta. askerlik yaparken çarşı izninde bir kitapçıda şu kısmı görmüştüm: “çok satması gerekenler!”
– kitabın şeffaf bir paket içerisinde satılıyor olması. yani kitabı açıp şöyle bir sayfalarına göz gezdirme imkanınız olmaması. yıllar önce nasıl bir aptallık anında isem mimar sinan ile mihrimah sultan arasındaki aşkı anlatan bir roman almıştım çok popüler diye. satın aldıktan sonra şeffaf paketi yırtıp kitabı bir açtım ki bir sayfasında yazı var karşı sayfasında her sayfa atladıkça alçalan hilâl resimleri. yani kitabı kalın göstermek istemişler böylece! ayrıca anlatım da çok kötüydü.
– kitabın arka kapağında kitaptan bir pasaj yerine kitabı öven paragraflar varsa hemen o kitabı “istop” diye bağırıp havaya fırlatarak oradan kaçın.
– kitabın ön kapağında yaldızlar, kabartmalar, abartılı abartılı tuhaf şeyler var ise kitabı ters çevirip koyun rafa. raflarda görüyorsunuzdur normal kitapların arasında pavyona düşmüş yeşilçam hâtunları gibi süslü püslü dururlar ve evet maalesef sırf bu ışıltıları sayesinde sattırırlar kendilerini.
– özellikle günümüzde önlenemez bir hâl alan dinî-tasavvufî-beşerî-bilmen ne-î olaylar ve karakterlerle harmanlanmış aşk romanlarını da içinizden bir besmele çekerek allah’a havale edin. sömürülmedik islâmi karakter kalmadı maşallah.
– önceki maddeyle bağlantılı olarak kitabın kapağında ne bileyim işte çöl, gül , bülbül vs. resimleri varsa ve aşağıdaki gibi dizeler var ise lütfen gidin yemek falan yiyin paranızla.
“elif gibi dik durdum bu hayatta
vav’ların aşkı vardır bu külliyatta”
– yine kitap kapağında bilmem hangi abd’li yazar ve gazeteciler tarafından övüldüğüne dair yazılar var ise bilin ki siz övmeyeceksiniz.
– kişisel gelişim kitaplarını satın almak yerine bir göl kenarında sevdiklerinizle mangal keyfi yaparsanız size daha iyi geleceğini söylemiş miydim?
– kitap hakkında sosyal medyada yapılan yorumlara da bakın daha öncesinde. hatta yazarın sosyal medya hesabı varsa bi’ göz gezdirin. galata kulesi’ne bakarken haberim yokmuş gibisine bir fotoğraf çektirip fotoğrafı kitabından bir alıntı ve kitabın satın alınabileceği bir linkle paylaşıyorsa yazarı engelleyin, kitabı da unutun.
– kitabın ismi de mühimdir. meselâ; “yazımdın sen şimdi kış düştü yazgıma” gibi isimler ise kahkaha atabilirsiniz.
– kitap kapağında yazarın boydan çekilmiş şekil bir fotoğrafı varsa arada istisnalar olsa da kesinlikle kötü çıkıyor bu kitaplar. özellikle lise ve ortaokul çağındaki gençlerin tercih ettikleri kitaplar oluyor bunlar, çünkü yazara hayran oluyorlar.
– normalde kitaplarla işi olmayan bir arkadaşınız “ben bunu okudum ya süperdi” diyorsa “o zaman sen al da bana hediye et” diyebilirsiniz.
evet. elbette istisnalar olabilir ama kitap satış işi de bir nevi pazarlamadır arkadaşlar. ve yıllardır oluşan piyasa artık alıcıya yani okuyucuya fikir sahibi olması için gerekli ipuçlarını vermektedir.
kitabın tırt olması tamamen yazara bağlıdır
şöyle ki: yazar; “ekieki bunu ben yazdım” veya “öhö öhö bu kitap benim kitabım, benim kitabım bu, bubası benim” vb. şekillerde ortalıkta dolanıyorsa; twitter’da orada burada edebi, devrik ve tabii ki aşk temalı cümlelerle artistik taklalar atıyorsa; gizemli görünmeye çalışıp aslında ona buna yavşıyor, bildiğin gizli götlük yapıyorsa ve elbette 30’lu yaşların altında-10’lu yaşların üstünde, doğal olarak yeraltı edebiyatı diye tarif edilen rafa ilgi duyan bir çakma sakallı, fularlı ve tütün takılan bir lavuksa, o kitap tırttır.
alternatif bir görüşle bitirelim elbette
kitabın tırt olduğunu anlama yöntemleri, okurun niyetine ve donanımına göre değişen yöntemlerdir :
– kitabın ön kapağıyla analiz yaparak sonuca varmak;
– kitabın arka kapağında yazılan yorum ya da alıntılarla sonuca varmak;
– kitabı daha önce okumuş birinden fikir alarak sonuca varmak;
– kitabın yazarının diğer bilinen kitaplarını baz alarak sonuca varmak;
– kitapla ilgili, yazılı basında çıkan yorumları dikkate alarak sonuca varmak;
– kitabın satış grafiğinden yola çıkarak sonuca varmak;
– kitabın yazarı hakkındaki görüşlerden feyz alarak sonuca varmak;
– sonuncusu ve en son başvurulan yöntemse kitabı okumaktır.
yukarıda sıralanan maddelerden sonuncusuna varıncaya kadar sürüsüyle tırt yöntem kullanarak (ki benim aklıma gelmeyen ama kimi insanların kitap seçimlerindeki kriterleri oluşturan çok acayip yöntemler eminim vardır) kitaplarla ilişki kuran bireylerin oluşturduğu bir toplumun kitap okuma oranlarına bakarak sağlıklı analizde bulunmak mümkün değildir; okunan kitaplar, popülerliğe yakasını kaptırmış üç-beş yazarın edebiyattan yoksun denemelerinin havalarda uçuştuğu bir piyasa oluşturmuştur.
bir kitabın tırt olduğunu anlamanız için, sizin sadece zayıf ya da manipüle edici donelerle, ön bilgilerle karar veren tırt bir okur olmamanız yeterlidir.
buna verilebilecek en sağlam örnek; kutsal olarak varsayılan kitaplardır.
dünyanın en çok satan kitapları en çok okunan kitapları değillerdir.