Her an yakıcıdır. Daha da çok yanma isteği neden kaynaklanır bilinmez ama insanın ateşle ilişkisi tuhaf…
Yanan ve yandıkça yanmaya doyamayan bir baş belası olarak ölümü nasıl karşılarım bilmiyorum ama sanki doydum. Yanmaya doyamasam da yaşama doydum.
Yaşama doyup yelken açmak mümkün olsa da burada kalacağım.
Burada kalacağım kararı zor alınan bir karardır özellikle de yanıyor ve yanmaya doyamıyor ama yaşama doyuyorsanız daha da zorlaşır.
Saç diplerinizde yangını duyarsınız. Bileklerinizde, böbreklerinizde, belinizde yangını tadarsınız. Ne kadar sustuğunuzla ilgili değildir yanık izleri.
Yaşama doyulur mu hiç diyecekler. Sorgulayacak, soracak ve soruşturacaklar belki ifadeleriyle. Cevaplarınızla yetinmeyecekler.
Yaşama doyulur mu?
Fazla fazla doyup kusmaktansa yaşamın tadı damağımda kalsın isteyemez miyim mesela? İsterim. Yanmayı ve yandıkça daha çok yangına susamayı istediğim gibi bunu da isterim.
Yaşama doyulur mu diyenlere cevabım nasıl yaşadığımızla ilgilidir. Onlara cevap vermek kolay!
Yaşama doydum diyerek çekip gitmek çekici olsa da kalmak gerekiyor. Çünkü sadece kendimiz için burada değiliz. İnsanların yapacaklarımıza, düşüneceklerimize, düşlediklerimize ve bazen hatalarımıza bazen de hastalıklarımıza ihtiyaçları var. Bizim de onlara ihtiyacımız var.