…ÇÜNKÜ HER ÇARESİZLİK BİR VAZGEÇİŞTİR ASLINDA
Bazı duygular vardır aşkla bağdaşlaştırabileceğimiz. aşkın olmazsa olmaz hislerindendir.
Özlem mesela…?
Duyduğumuz özlem neye? sevdiğimiz kişinin ruhuna mı? Dış görünümüne mi? sesine mi? gülüşüne mi? yani onu o yapan şeylere mi özlem duyarız yoksa hayatımızdaki boşluğuna mı? Kalbini mi özleriz yoksa konuşmayı mı?
Umut mesela..?
Dünyanın hem en güzel hem de çok acı verici ender duygularından biridir umut. Halen yarım kalmış şeyler varsa eğer, bir gün o yarımı tam edebilme amacıyla umut besleriz.Bazen tüm alışmışlıklara rağmen sevdiğimiz insanın yapacağı küçük bir hamle ile umutlanabiliriz yada umudumuzu kaybedebiliriz.
Bu kadar tehlikeli bir his olmasının nedeni ise arttığı zaman kişiyi hayata bağlarken, bittiği zaman da kişiyi uzun süren bir boşluğa sürekler.
Ya çaresizlik?
Derler ya her çaresizlik bir vazgeçiştir aslında. Maalesef durum aynen böyle. yapacak bir şeylerin var olduğunu düşündüğümüz sürece bağlı kalırız sevgimize. ama zaman ve insanlar bazı şeylerden vazgeçmemizin bir sorumluluk olduğunu fısıldayınca kulağımıza,işte o zaman daha çok anlam kazanıyor bu sözümüz. ‘her çaresizlik bir vazgeçiştir aslında.!’
Güvensizliğe ne demeli?
Onlu bir hayatın mutluluk getirmeyeceğine inanmak, bundan dolayı bile ondan bir adım geride durmaya ne demeli? doğru olan belki de vazgeçmek iken neden duygularımız halen onu ister?
ve aşk… bu kadar karışık hislere rağmen neden hala vazgeçilmez bir insana bağlıyor bizi?..