İç yaralarımın kabuklarını
Hüzün giyinmiş bir maviye
bırakıyorum
Umutlarımı yüklenen martılar
Affedin beni
Ardımda kalan sehpa
Annemin soğumadıysa kahvesi
Benimle doğurduğu kederlerini bırakabilir
Vasiyetim ihtiyar bir delikanlının omuzlarında
Ben en çok da orada ağladım
Göremedi
Ve üşüyorsa gözlerim
Ayaklarım suya değmiş demektir
Şimdi Kalbimi kime yaslasam
Elleriyle gömer beni
Ya ruhum
Üst üste kaç çekmece aradım
Ama haklıydı zaman
Çekip gitmekle
Kaç yolcu bekler ki
Sustum
Dilim prangasına aşık bir evliya gibi
Sığınmış dişlerimin arasına
Kaç gardiyan geçti içimden
Kaçı cellat
Ya artık gitmeyin
Ya da götürün beni
Ayaklarım suya değdi..