“Her şeyi unut.” dedi ve kapıyı çarpıp çıktı kadın. Yüreğinde yüzlerce kapı kapandı adamın. Unutmak ne kadar kolay çıkıyordu ağızdan; oysa dünyada henüz tedavisi bulunamamış bir hastalıktı.
“Nasıl unutacağım ki?” dedi adam ve kendi kendine, cevap bekledi. Kendisine cevap verecek olan dört duvardan da ses gelmedi. Gözlerini kapadı belki çıkar aklımdan,kalbimde yer etmiş ne varsa dedi, ters tepti. Unutması gereken her şey film şeridi gibi teker teker geçti gözlerinin önünden.”Ölüyor muyum acaba?” diye düşünmeye başladı. Çünkü insanlar ölmeden önce yaşardı böyle şeyleri.
“Olsun” dedi, “zaten unutmak ona eşit değil mi?”
Kapı çalıyordu gözlerini açtığında; şaşırdı adam. Beklediği biri var mıydı, bilemedi. Açtı kapıyı. Karşısında duran kadın şaşırdı adamın garip bakışları üzerinde olunca. İçeri girdi.
“İyi misin sen?” dedi karşısındaki adama.
“Bu olabilir mi?” diye kendi kendine mırıldanmaya başladı adam. Karşısında duran kadın bir senedir hayatında olan sevgilisiydi. Adam “zamansızlığın diyarında mıyım?” acaba diye düşünüp, kendi kendine açıklamalar yapmaya çalıştı.
Derin bir nefes aldı ve karşısında duran kadına baktı, hatırladı. Kendisine “unut” diyen kadın hayatından çıktıktan bir sene sonra başlamıştı ilişkileri. Yani yaşadığı zaman şu andı.
Gülümsedi, acıyla karışık bir gülümsemeydi bu. Hatta hüzün de karışmıştı içine. “Unutmak diye bir şey yok” dedi, karşısında duran kadına. “Sadece daha az hatırlamak var,canının daha kısa süreli yanması var;ama hep var…” diye de ekledi.
Kadın anladı söylenmek istenen; ama söylenemeyen sözlerin altında ezildiğini adamın. Zaten bakışları bile kendine değmeden başka bir kadına çarpıyordu yıllardır. Adamı da kendini de altında kaldıkları enkazdan kurtarmak istedi, ilk taşı kendi kaldırdı.
“Gitmek bile daha az acı verir yaşamla yaşanamayan arasındaki arafta yaşamaktan.” dedi kadın ve bir daha asla görmeyeceği adama acıyarak son kez baktı kapıyı kapatırken. Bir kez daha kapı kapandı adamın suratına. “Her şeyi unut.” diye sayıklamaya başladı adam yine dört duvar arasında…
Merve YILMAZBİLEK