Merhabalar umarım hepiniz sağlıklı, sıhhatlisinizdir. Dana önceki yazılarımda eminlik kiplerinin genel olarak ne kadar tehlikeli ve dozunda şüphenin de ne oranda faydalı olabileceğini etik sınırlar ve epik amaçlar doğrultusunda ele almıştım. Tüm yumurtalarımızı aynı sepete koymaksızın farklı sepetlere dağıtarak riski azaltmanın önemine değinmiştim. Bu yazımda özgürlüğün dış çeperi olarak sağlıklı şüpheyi, orta çeperi olarak her şeye / herkese eşit mesafeyi ve özgürlüğün çekirdeği olarak iç huzuru seçebilmeyi irdeleyeceğim.
Özgürlüğün Dış Çeperi: Sağlıklı Şüphe
Mevcut inançlarımızla gelecekteki müstakbel kabullerimizin arasındaki geçiş boyutunu oluşturan sağlıklı şüphe bizi körü körüne itaatin vicdan dondurucu pasifliğinden de, tümden güvensizliğinin sonsuz keşmekeşinden de korur. Olaylara ve olgulara şerhler düşebilmek, “Peki ya?” “Şöyle olsaydı” Eğer şu durumda” gibi alternatif pencerelerden bakabilmek bizi hayatın olumsallıklarıyla yüzleştirip, zihnimizi farklı koşullara adapta olabilir kılacak, esnek ama dik bir duruş kazanmamızı sağlayacaktır.
Özgürlüğün Orta Çeperi: Herkese / Herşeye Eşit Mesafe
Empati, anlayış, hoşgörü… Gündelik hayatta sık sık karşılaştığımız belki hayatın temposundan belki de bu kavramların aşırı popülerleştirilmesinden ötürü üzerinde çok fazla düşünemediğimiz kavramlar… Oysa bu tarz hassas değer fidanlarının altında onları gün be gün besleyecek münbir bir toprağın olması gerektiği çoğu kez gözlerden kaçmaktadır. Tanrısal bir tarafsızlık gerektirmeksizin daha önceki yazılarımda belirttiği bir kasenin içine bırakılan bilyenin zaman içerisinde o kasenin orta noktasını bulması gibi zaman içerisinde kademe kademe edineceğimiz bir eşit mesafelilik duruşu bize sağlıklı şüphenin koruması altında güvenli ve güzel etkileşim imkanları sağlayacaktır.
Özgürlüğün Çekirdeği: İç Huzur
İç huzur, bazen anlamını aşan “yoğun transa geçme”,” “dünyadan soyutlanma” “ruhani doruklara ulaşma” gibi abartılı yaklaşımlarla bazen de buram buram nihilizm kokan “boş ver gitsin” “her şey geçer” “hepsi aynı” gibi köktenci perspektiflerle karıştırılmaktır. Oysa tam anlamıyla iç huzur kişinin “İnsan-mekan-zaman” üçgeni dahilinde kendisine kendisi olarak bir yer bulabilmesidir. Kişiyi kimliğinden soyutlayan aşırı maneviyatçı yaklaşımlar da, maddiyatçı ve sürekli talepkâr duruşlar da kişinin iç huzur arayışının altını oyacaktır. İç huzur herkesin kendi hayatının ve kişiliğinin getirdiği oranda zorlaşıp kolaylaşabilse de özünde bir denge ve seçim meselesi olarak kalmaya devam etmektedir. Hepinize idealinizdeki gelecekte, hedefinizdeki iç huzura ulaştığınız günler dilerim.
1 comment
Doktorum!
Finale nokta koyan “hedefinizdeki iç huzura ulaştığınız günler dilerim.” dua ya da temenni için enerji tıbbına gönül vermiş, bir çok tıp doktoru seferber olmuş aydınlanmak isteyeni bekliyor.
Ukalalık saymazsanız bir kaç isim vermek isterim.
Dr. Joe Dispenza
Modern Şaman Alberto Viloldo
Gregg Braden
Osho
Deepak Chopra vs vs
Üstelik çok iddialılar. Hedeflerinde iç huzuru sağlamanın yanında dünyanı huzura kavuşması ya da kavuşturulması da var.
Yazınızı okuyunca bende çağrıştırdıkları yazmazsam olmaz dedim. :))
Tebrikler
Sevgilerimle.