tanrılar bizi kutsasın sevgili dostlar.
bir kilisedeki ilâhi sesleri gibi huzur dolun.
çünkü tanrı, bütün var olamama çabasıyla, önümüzde saygıyla eğiliyor. biz var ediyoruz çünkü onu, var olamayan acizlerin inancı.
tanrılar, bize ihtiyaç duyuyorlar. tadını çıkarın! bağırın ona “seni var eden biziz!” diye. var gücünüzle!
çünkü o yok. ve biz de kendimizi var edemiyoruz. aciz yaratıklarımız yok bizim; yegâne aciz yaratıklar biziz çünkü. bir roman cümlesiyiz biz, herkes farklı yorumluyor. bir anlatım bozukluğu var bizlerde. her harfimiz varlığımızı kanıtlıyor olsa da, bir hayal gücünün ürünüyüz. hatta değiliz. biz hiç var olmadık.
kitaplarımız var, cümlelerimiz ve harflerimiz. aynı şekilde nefes alıyoruz, aynı şekilde zehir doluyor ciğerlerimize. mutlak gerçeği arama çabamız ise hiç bitmiyor. bir gerçek varmışçasına, arayıp duruyoruz. bir insan oluyor bu belki, kendimizden başka bir aciz.
sorunlarımızı yaratıp, diğer yaratıklardan daha şanssız olduğumuza inandırıyoruz birbirimizi. bizi var eden şey, acılarımız, sorunlarımız çünkü. diğer yaratıklardan farklı kılan mutlak gerçeğimiz. gerçeğimizi yaratıyoruz dostlar! muntazam ajistonyalarımız ve biz! ne kadar da farklıyız birbirimizden, ne kadar güzel acılarımız var azizim!
“aşk hayatları”mız ne kadar da güzel! ne kadar da filmvâri, ne kadar da hollywood esintileri var içlerinde. ah! farklılığımızı belli etmemek için ne kadar da güzel çaba sarfediyoruz böyle. teknoloji de güzel şey, bize en iyi gelen de kapitalizm. ne kadar susmuşum. ben de bir acizim, yaratığım. sorunlarımla, acılarımla büyüyorum. en kötüsü de ne biliyor musunuz baylar? bunların hepsini ben yarattım. sizi de ben yarattım. ve büyük sona hazır olun, yakında hepiniz yok olacaksınız!