Bayadır yazmıyorum, Samsun’daydım. Memleketimde. Baba ocağında Ana kucağındaydım. Kucağa sığmayacak kadar büyüsem de, o kadar iyi bilirdim ki içten içe, bir gün tabutta da olsam sarılan, annem olacaktı bana.
Annem. Matematik öğretmeni, agresif, gözlüklü, kilolu, sert mizaçlı, 44 yaşında bir kadın. 20 yaşında bir oğlu var, bendenizler. Bir de ufaklığımız var, 4 yaşında Anıl’ımız. Neyse. Döverek büyüttü beni annem. Bağırdı, çağırdı, sövdü, saydı, adam yerine koymadı. Ama ne olursa olsun hep o affetti beni, o bağışladı.
İki tarafı vardır hayatın ki, ya annenin prensi olursun, ya babanın hayranı. Hiç sevgi görmedim desem de, şuan arayıp “Üşüyorum.” desem, Samsun’dan gelir üstündeki hırkasını vermeye. Yerin o kadar büyük ki anne, sen olmasan yerim yanında değil; ya sokakta olurdu, ya cezaevinde.
Biliyorum ayrıca, sana bir kere bile “Seni seviyorum.” demedim. Küçükken bile. Söylesem bile hemen ağlamaya başlardım, utanırdım. Bir bilsen ne kadar gücenirdin anne, kimlere dedim “Seni seviyorum.”, sana demedim diye.
Kızma kurban olduğum annem, seninle ilgili hiç yazı da yazmadım hayatımda. Çok zor olacaktı biliyordum, ve şuan ne kadar zorlandığımı bir Allah bir de ben biliyorum. Sen mert çocuk bilirdin beni anne, ben seni yazarken şimdi, çocuk gibi ağlıyorum.
Başka hiçbir şey umrumda değil, utanmam, umursamam. Bilirsin. Bağırır, çağırırım ben. Sağa sola saldırırım. Ama bir gün bana, benim şuan sana olduğum kadar, ihtiyacın olursa, bir isteğini yerine getiremem diye çok korkuyorum anne. Bir gün bu aile üç kişi kalırsa, giden sen olursun diye çok korkuyorum.
Biliyorum annem. Bana güveniyorsun. En çok sen. En fazla sen. “Sen istesen her şeyi yaparsın oğlum.” deyişini, şuan bile duyabiliyorum. Zaten kendime; senin bana güvendiğin kadar güvensem, Allah’ın izniyle her şeyi yaparım, onu da biliyorum.
Kabul ediyorum ben, kötüydüm anne. Bir evlat, bir arkadaş, yeri geldi senin tırnağının kiri kadar olmasa da, bir hizmetkarın olarak. Kötüydüm, biliyorum. Ve tüm kalbimle özür diliyorum. Son zamanlarda emin olduğum nadir cümlelerden bu, bunu bil. Ben bile kendimden eminim şuan, çünkü hayatımda bu kadar ağlatmadı hiç bir yaşanan.
Ama ne zaman daha kötü biliyor musun anne? Ben yanımda biri varken ağlayamıyorum ya anne. Olur da bir gün sen benden vazgeçersen, gözüne bakarım da gelmezse gözümden bir yaş,bu evladın işte o zaman ağlamazsa kötü.
Allah seni benden ayırmasın. Seni çok seviyorum annem.
Bu yazıyı anneme doğum gününde, 12 Şubat’ta yazacaktım. Evde ağlamaya korktuğumdan bu güne kadar erteledim yazıyı. Belki yine sana ulaşmayacak, yine sana göstermeye utanacağım ama, tekrar doğum günün kutlu olsun anne.