IQ‘un kaç senin? Bilmiyorsun değil mi? Belki hiç merak etmedin, belki de merak ettin ama cesaret edemedin.-Peki ya EQ, SQ, PQ, CQ dan haberin var mı? EQ‘yu biraz duymuşluğum var diğerlerini pek duymadım diyorsan bu yazı sana bunları anlatacak.Bir kere bu harf ikililerinin yanındaki “Q” (Quotient) derece, katsayı anlamına gelir. Yani ölçülebilir şeyleri karşılaştırmaya yarar. Yani bu Q’lar ölçülebilir ve ona göre diğerleriyle karşılaştırılabilir.Başta IQ ile başlayan ve kişilerin zekalarını ölçmeye yarayan bu Q‘lar zaman geçtikçe kişileri tanımlamada yetersiz kalmış ve kişilerin değişik zeka düzeylerini daha iyi anlayabilmek için başka başka ölçme ve izah etme yöntemleri yani diğer Q‘lar devreye girmiştir.İlki Mantıksal zeka, (Intelligence Quotient) yani IQ, hepimizin bildiği beyinsel zekamızdır ve doğuştan gelen bir özelliğimizdir. Diğer zekalara göre sonradan yükseltme oranı daha düşüktür. Mantıksal akıl olarak da adlandırılan IQ, Almanca Intelligenzquotient olarak Alman psikolog Wilhelm Stern tarafından ilk kez ortaya atılmıştır. IQ’su yüksek olan kişiler, daha çok matematik, fizik, kimya gibi sayısal konularda başarılı olurlar.2000’li yılların başlarında zeki insanların aynı zamanda her zaman başarılı insanlar olmadığı görülünce liderlik vasıfları üzerinde çalışmalar yapılırken sosyal ilişkilerdeki başarının değerlendirildiği Emotional Quotient (EQ) yani “Duygusal Zeka” kavramı geliştirilmiştir. Tanım olarak EQ, bir insanın kendisine veya başkalarına ait duyguları anlama, sezinleme, yönetme ve yönlendirme yetisi, kapasitesi ve becerisinin ölçümüdür. Yani kişinin sosyal ilişkilerinin değerlendirilmesidir. EQ’su yüksek olanlar sözel konularda daha başarılı olurlar ve beynin sağ lobunu kullanırlar. Bu kişiler iyi birer lider olurlar.IQ ve EQ’yu karşılaştırmalı olarak değerlendirmek istesek, IQ’ya matematik dersek EQ’ya psikoloji deriz. IQ’ yu bir problem karşısında alternatif çözüm yolları bulmak olarak ifade edersek, EQ’yu bir problem karşısında duyguyu yönetebilme, yeni yeni uyum kapıları bulabilme kabiliyeti şeklinde tanımlarız.İş hayatında ‘IQ sizi işe aldırır, ancak sizi terfi ettiren EQ’dur’ sözü boşuna denmezÇevre ile ilişkileri iyi olan ve EQ’su yüksek olan kişilerin de başarılı olamadıkları olur zaman zaman. Sizce bunun sebebi nedir? Bunun sebebi, Spiritual Quotient, (SQ) yani “Ruhsal Zeka”dır. Bunun kişilerin içindeki ruhsal denge olduğunu da söyleyebiliriz. SQ için; IQ ve EQ zekasının toplamı da denilebilir. Çünkü ruhsal dengeyi sağlamak için sayısal ve sözel zekanın düzenli ve dengede olması gerekir.Sorunlar karşısında cevap ararken EQ, IQ ve SQ’muzu kullanırız;IQ sorunlar da tepkisiz kalır, tepki vermez. EQ şaşırır, duygularını yönetir, ama ne yapacağı konusunu tam olarak çözemez. SQ ise bu iki zekanın toplamı olduğundan dolayı sorunu çözer.Bir diğer zeka türü “Creative Quontient” (CQ), yani yaratıcı zekadır. Kişinin merak düzeyini ifade eder. Bu nedenle bazen creative yerine “curiosity” yani doğrudan merak kavramı da kullanılır. CQ düzeyi yüksek insanlar daha sorgulayıcı ve yeni deneyimlere açık olurlar. Henüz IQ ya da EQ kadar derinlemesine araştırılmış olmasa da elde edilen bulgular karmaşıklığın yönetilmesinde CQ düzeyinin en az diğerleri kadar önemli olduğunu göstermektedir. ‘”Milyonlar ağaçtan elmanın düşüşünü gördü ama sadece Newton “Niçin?” diye sordu” diyerek CQ’nun önemi vurgulanır.Bir diğer Q ise “Adversity Quotient” (AQ) yani kişilerin sıkıntı, aksilik, zorluklarla baş etme zekası. Bu nedenle çoğunlukla insanların zorluklar karşısındaki direnç gücünü ölçmede kullanılmıştır. Bu terim ilk kez 1997 yılında Paul G. Stoltz’un “Adversity Quotient: Turning Obstacles Into Opportunities” adlı kitabında kullanılmıştır.
Kısaca bu Q‘lar zekamızı çeşitli yönlerden ölçmekte (ve tabii diğerleriyle karşılaştırmakta) kullanılır. Bunlar yetersiz kaldığında CQ‘su yüksek biri, yüksek SQ‘su ile yeni bir Q ortaya koyacak ve onunla karşılaştıramadığımız şeyleri karşılaştırmamızı sağlayacaktır.”Zeka, dünyayı yerinden oynatmaya yarayan maniveladır.”demiş, Honore de Balzac..Yaşadığımız dönemde iş hayatındaki pasta daraldıkça, çalışanlardan beklentiler artacak ve karşımıza giderek sayısı artan bu Q’lar çıkacak gibi görünüyor. Yeni yeni Q’ların çıkmasını engelleyemeyiz ama bazı Q’ları geliştirme imkanı yakalayabiliriz. Bunun için ise yapılması gerekenler kendimizi tanımak, duygularımızı kontrol etmeyi öğrenmek, iletişim kurma becerimizi geliştirmek, eleştiriye açık olmak, kısacası kişisel gelişimi sürekli bir şekilde yaşantımızın içinde tutmaktır.