Düşlerim çıtkırıldım bir sevdanın soğuktan üşütmüş de sevmeye tövbeye etmiş ayazında sigarasını tüttürüyor. Bulutlara ayaklarını uzatan kaderim, güneşin gölge etme başka ihsan istemem sözünde durmayan sinsi planlarıyla düşlerimi izliyor. Ben unutamadım kalbimin çöpe atılan geçmişine sardığım seni. Biliyorum, hangi mevsim seni yeniden sevdirmek için söz verse bana; o mevsimden tiksiniyorum. Sonra şiirlerin gamzelerini göstermek hevesleri bir kahkaha sevdirici oluyor ki; sanki her gün seni görüyormuşum da mutluymuşum gibi geliyor. Sevmesen avuçlarına değen elleri, ayaklarıyla koşarak sana gelen sevda kuşlarını öpmesen kanatlarından. Çünkü ben, kendim kadar çok olmak istiyorum sende.
Acılarım konuşmazlar gözlerinden de anlayamam; sürekli güneş gözlüğü takarlar, göremem gözlerinde hüzün bahçelerinin dikenli güllerini. Gözlerime bakarım aynadan, seni görmedikçe yaşında olan birini hanım kızı sanır bedenim; ben kendime ederi olmaz bir ihtiyar kalırım en çok…
Senin bende ölen tamamlanmışlıkların var; kendimi hep eksik bulduğum. Gördüm, bir ağacın altında bedenin kendine âşıktı ve bedenimin öz hayal kırıklıklarını bile bana üvey hissettiriyordu. Paramparça kaldım tek başıma; kollarımı, bacaklarımı kalbimi yerlerde toplamakta olursa gözlerin; benden ben çıktı, haydi geçmiş olsun… hiç toplanamadım, toparlanamadım.
Aklımın iskambil kağıdındaki sessiz prensi; maça kızı olamasam da faça attığın bir kızdım ben. Faça kızı dokunaklı kalp yarasına çizikler ekleyen prensin sarayında hizmetli oldu.
Unutturur belki bu mevsim; zaten belkiler hep misafirperverliğini gönlümden yorganını eksik ederek hissettirmeye devam ediyor. Zalime gök emanet ettim, mavi ve bende kana bulanan hayal dövücü eserlerle; şimdi kutlu olsun…
Çıtkırıldım sevdamın yârin devamı olan kusurundan çaresiz izbelik satın aldım. Sende kalamadım, kalacak bir ıssızlık arıyorum…
Dilara AKSOY