Neden buradasın? Neden geldikten kısa bir süre sonra bana lanetler okuyarak gidiyorsun? Hiç dünyanın kendisinin bilinci olduğunu düşündünüz mü ve bu tür sorular sorabileceğini, çünkü dünyanın kendisi 4,7 milyar yaşında ve ona göre biz henüz yeniyiz bizi içine aldı fikri sorulup sorulmadığını bilmiyoruz ve gittikçe kendisini zehirlememize rağmen bizi içinde barındırmaya devam ediyor ara sıra bize öfkesini gösteriyor afetler gönderiyor açıklanması güç şeyler yaratarak varlığını hissettiriyor. Dünyaya olan bakışın yerine dünyanın sana olan bakışını düşününce bencil davrandığını anlıyorsun.
Yoğun duygular arasında kendini ucu bucağı olmayan boşlukta bir oraya bir başka tarafa süzülür gibi hissederken yazdığım birtakım karamalar vardır bunları daha sonra okurken o kadar da anlamlı gelmiyor duyguların bu kadar değişken olmasını hep çok tuhaf bulmuşumdur sessizliğin tınısı içinde o hissettiğin duygularla kendini çok yalnız hissedersin ya da seni yalnız hissettiren insanlardan uzaklaşmanın verdiği gerçek yalnızlık hissi, sadece sen ve düşüncelerin sonsuz bir döngü içine girersin bütün gerçeklikten uzakta, ne kadar hoş.
Peki ya hiçbirimizin tam olarak anlamadığı ve asla anlamayacağı bir yalnızlık hayal edin bizim bildiğimiz 3 boyutun dışında zaman kavramının var olmadığı bir oluşumdan beri yalnız, ne yapardınız diye sormayacağım çünkü daha dünyanın kendisiyle bile empati kuramayan insanoğlu zaman kavramından bile önce var olan bir şeyle empati kuramaz, benim bahsettiğim ise Tanrı’nın ta kendisi. Varlığını ya da yokluğunun ispatı gibi mevzulara girmeyeceğim benim istediğim Tanrı hiçbir şekilde insanoğlu tarafından anlaşılmamalı, cennet ve cehennem kavramları üzerinde ne kadar düşünürsem düşüneyim hayal ettiğim mekanlarla zerre kadar alakalı olmamalı, geçmişe dönüp baktığım zaman şüphe ettiğim için kendimden utanmalıyım. Bugüne kadar yaptığım ve yapacağım her şey orada karşıma çıkanla kıyaslandığında bir hiç olmalı. İşte bu, benim isteğim ölüm sorası hayat.