Biz tanışsak olay olur biliyor musun? Hecelerine ayırıyorken Henüz yeni öğrendiğim ismini Diyarbakır Surlarından ölüme atlar gece, Dünya aydınlığa erişir Bunu kimse istemez, lanetleniriz. Duyuyor musun? Biz öpüşsek kolay hallolur sorunlar Çocuklar ekmek almaya giderken Ölmezler örneğin Dönmeyin davanızdan demiş oluruz emekçilere Onurlu duruşlarıyla sevilir direnişçiler, biz de seviniriz. İkimiz, toplum onay vermeden sevişsek Ne olur hiç düşünüyor musun? Ateş pahasına olur her şey Eşkıyalar şehre iner Katiller alkışlanır Biz taşa tutuluruz Faturayı bize keser hükümet, Deliririz. İyisi mi sen hiç çıkma yoluma, İyisi mi biz uzak duralım. İnsanlar bildiğin canavar, Kötüye yorarlar her şeyi, fişleniriz.
1 comment
Şiirden hazzetmem. Hatta nefret ederim. Çünkü şiir hiçbir emek içermez, düşünce barındırmaz. Sadece yazılmak için yazılan ya da belirli, kalıplaşmış his veya düşünceleri bir çırpıda tüketime sunabilmek için çalakalem yazılan bir saçmalıktır sadece. Nitekim bu da öyle.
Birinci kıta anlamsız, tıpkı şiirin geri kalanı gibi.
İkinci kıta mantıksız. Zaten şiirde mantık aramam mantıksızdı.
Yani, siz öpüşünce sorunlar nasıl hallolacak merak içindeyim. Mesela günde on iki saatten fazla çalışan işçilerin yanında öpüşseniz, her şey düzelecek mi? Bir işçi size bakıp nasıl direnmek için mana bulacak?
Dediğim gibi oldukça anlamsız, hissiz, yapay dizeler. Belli ki ideolojik olma kaygısı güdülmüş. Şiir bunun için pek zayıf bir yol doğrusu. Zira eylemi yok eder. Bizim ise ihtiyacımız olan şey eylemdir.
İyisi mi sen bırak bu sol işlerini, şiiri edebiyatı falan; şarkı sözü olur, duvar yazısı olur, taraftar marşları olur, ne bileyim, bu kendine oyalanacak bir şeyler işte.
Ya da şöyle yap: Mantıklı bir insan ol, gerçekçi biri ol, düzyazıyla uğraş.