Zamanla unutursun diyerek kandırdın beni,
İşte her şeyine kandım da;
Bir buna kanamdım.
O yüzdendir her sabah;
Sen kanamalarım.
Aslında ben her şeyine kanmıştım senin,
Küçük bir çocuğun şeker arzusu gibi,
Nerden bilirdim ki;
Kanmalarımın kanamalarım olacağını?
Nerden bilirdim ki;
Susuzluğumu kana kana doyurup,
Sana doya doya kanamayacağımı.
Dikiş tutmayan yaralarıma;
Yama yapamayacağımı.
En güçlü yanımdan sevip;
Ayrılık kurşunuyla kan ağlayacağımı.
Doğru ya. Ben hep sana susamıştım da;
Hiç kanamamıştım suyuna.
Şimdi yokluğunda;
Gözyaşımla dindiriyorum susuzluğumu,
Yıldızlara asıyorum;
Umudumu.
Her nefes çekişimde yaramın kanaması,
Sevişine değil de; didişine kanamamamdır bilesin.
Şimdi nasıl dersin; yüreğin kanamamasını,
Yaramın yamanmasını?
Aslında ben hep susayacaktım da sana;
Daha suyuna kanamadan;
Kanattın yürek yarasını.
Yine de aklımda bir çift kömür karası,
Yüreğimde sen yarası,
Gönlümde kan karası,
Sevdam iki nefes arası,
Ölüm bir nefes sonrası…