Sanırım bizlerin en büyük hatası insanlara olan güvenimizdi. onları bizler gibi görüşümüzdü.
İçlerine bakmamıza rağmen her seferinde yanılan bizlerdik. Karanlığımızda onları birer ışık sandık ama bizler o ışıklara yürüdükçe daha derin çukurlara düştük…Karanlık çukurlara..
Herbirinde ayrı bir renk vardı içlerinde,ruhlarında. Herbirinde ayrı bir umut ayrı bir hayal saklıydı. Fazla güven,fazla inanç getirdi bizleri bu duruma.
Onlar üzerindeki her bir düşüncemizde yok oldu birer birer karanlıkta. Düşündük her gece her hatamızı,her kusurumuzu ve çıkışı yoktu düşüncelerimizin. Geceyi sabahlatan labirent misali çıkışsız düşüncelerimizi..
Onları savaşta yanımızda görürken aslında düşman saydıklarımız onlardı.
Zordu içlerimize düşen bu kuşkular ve onlara açılan savaşlar.Reddedilmiş aydınlık yollar bizlere cezalandırılmış ruhlarımız kuşkularla,ihtimallerle…İhtimaller sarıyor bizleri karanlıklarla..
İnsanlar üzerindeki hayallerimiz yayılır günden güne boşluğa.Ümitlerimiz yine çalıverir yanlış kapıları,yanlış insanları,yanlış dünyaları.Belkide içinde bulunduğumuz bilinmez zorlu savaş farklı bir gezegenin cehennemi,farklı mutlulukların kapısıdır.
Aydınlığı görebilmek için karanlıklarda bulunmalıyız,zorundayız. Peki aydınlığı göremeden karanlıklarda kaybolursak,karanlığa ait olursak