Yorulmuştu Süleyman. Beyni ve yaralı kalbi arasında sürekli gelgit yaşıyordu. Kalbi ise yaralarına aldırmadan direniyor, ayakta kalmaya çalışıyor ve sürekli O’nu arıyordu. Ancak bir türlü bulamıyordu. Kalbi vazgeçmesi gerektiğini anlamıştı artık O’ndan ama önüne geçemediği bir sebepten ötürü vazgeçemiyordu Süleyman. Şüphesiz Süleyman’ı yoran neden de buydu. Bilinmezdi belki de ama Hatçe’ye duyduğu nefret bu yüzden olabilirdi.
Artık güvenmeyecekti kalbine Süleyman. Çünkü anlamıştı kalbinin ona oynadığı bu adi oyunu ve ne zaman güvense kalbine, kalbi hep yarı yolda bırakmıştı onu.