Sen hep böyleydin zaten; tüm gelişlerin gitmek içindi. Bir gün kalbimin kırık sazı, ertesi gün ümitlerimin kor alevleri olurdun; sen hep böyleydin, acıtmak İçin gelir, sevmemek için her yolu denerdin ve ben nasıl bir kalbe sahiptim ki beni hak etmeden de kalbimi hak etmeden de hayatımın en güzel günlerini sana feda edendim. Senin unuttuğun, ihtimallerini çöpe attığın, başka yollarda hiç hatırlamadığın hiç'indim ben.
Benden bu kadar nefret etmen için sevmişim meğer seni. Beni bu kadar görmezden gelebilmen, canımı acıtıp yaralaman İçin… Artık bir insanı sadece sevmenin, yalnız onu sevmenin, başka ihtimalleri kalbine sığdırmamanın ve onu her koşulda sevmenin güzelliğine inanmıyorum. Sevmek yetmezmiş aşka. Sade sevmek bir aşkı ayakta tutmaya yetmezmiş. Çok sevmek mutlu olmaya yetmezmiş. Ben şöyle bir dönüp baktığın, sıkıntılarında meze diye kullandığın ve kalbinin anahtarını hiç teslim etmediğin ben… sen her defasında gitmek için geldin ya bana hani; bu kez ardıma dönüp seni bekleyen ve bir ümit gelmeni isteyen o âşık olmayacağım.
İstemiyorum artık seni kalbimin mühürlü can damarlarında ve istemiyorum seni kalbimin acıyan yanlarında. Bir daha ve son defa ölmek müptela yanı olursa bende bu aşkın; bu kez yalnızca sana uğurlar ola. Ben aşkı pezevenk düşlerinden kurtarıp arsızlığına sattığın o aracı olmayacağım. Bu kez ölmek yalnız yakışır sana…
Dilara AKSOY