Seni öylece bırakıp gitmem, selamı sabahı kesmem gerek.Hayatım boyunca tek yapmam gereken şey bu olsaydı eğer, kurduğum hayaller çıplak kalır, üşür ve ölürlerdi.Her hayalin, öylece geçip giden ölü anılarıma küfrü vardır.Öfkesini dindiremediğim şeylerin çoğunluğu, senin istediğin ve yarattığın sensiz yaşama dair.Yaşama sürecinde uğraşmak istediğim şeylerden çoğunluğuna bile zaman ayıramıyorken, uğraşmak istemediğim şeyler zamanımı öldürmekte başrol oynayanlar oluyor.Hayatın kötü gidişatında suçlu olan, o hayata sahip olan insanın kendisidir diyenleri anlayamıyor olmam buradan kaynaklı.Kim ister ki böyle ucuz bir hayatı yaşamayı?
Hayatı öğrenmeye ne zaman başladım?Asıl soru hayata nasıl başladığım mı, nasıl devam edebildiğim mi?Hayatın sona ereceği hiç bulunmadı düşüncelerimde.Onca sona rağmen, onca tek başınalığa rağmen hiç düşünmedim bir gün tamamen sonumun geleceğini.Uzun süreceğini düşündüğüm bütün her şeyin kısa süre sonra sona ermesini görmeme rağmen, uzun yaşayacağımı düşündüm hep.
Aslında ben, her sigara paketinin son dalında düşündüm ölümü.Ama bu benim getireceğim bir sondu.Bu bir intihardı.
Defalarca sigara yaktıran, her gece içip içip sarhoş olmamı sağlayan şey sürekli kaybediyor olmam.Hayata yenildikçe karanlık çekti beni.Ve hayatım karardıkça bende karardım.Herkese renk veren insanlar bile beni karanlığımdan kurtaramaz.Adını koyamadığım hisler boşluğa itti beni.Ve beni o boşluktan kurtaracak tek şey, sadece sensin.
Son bir aydır istisnasız aklıma kazıdığım seni her gece dilimden döküyorum.Kısık sesle dinlediğim tüm şarkıları, son sesle dinliyorum sesimi kimse duymasın diye.İki parmağımla göz yaşlarımı silip, iki parmağımla ıslanan sigaramın dumanını içime çekmeye devam ediyorum.Ayağa kalkana kadar içtiğim içkilerin etkisini anlayamıyorum ama ayağa kalkmak, istediğin ortamı yaratıp çabucak öldürmene neden oluyor.Etrafımda senin bildiklerin ama anlamını kavrayamadığın eşyalarda ne kokun var, ne de çıplak bedeninden damlayan terinin izleri.Bir nefes bıraksan, gönlüme değiyor sadece.Bana değmeden geçen neyin varsa kayboluyor, uzanamıyorum.
Tavan arasına aile kurmuş, çiziklerle dolu, eskimiş bir masam var.Ben orada yalnız başına oturup seni şiir diye kağıda dökmek değil, yanımda seni bulup şiir gibi diyebileceğim anılar yaşayabilmek isterdim.Seninle yaşamak istediklerimi başka biriyle yaşamak, seni ne akıldan silebiliyor ne de gönülden.Biri beni öptüğünde gözlerimi kapatıyorum, sen yanımdaymışsın hissi bırakıyor.Gözlerimi açtığımda ruhunu diz çöktürmüş, bedenini domaltmış sıradan insanlar.Ne sen basit cümleler hak eden basit bir kadındın, ne de bunu sana yapacak kadar basit biriyim.Ama senin bana yaptıkların, beni diğer sıradan insanlardan yapıyor.
Eskiden bir demlik çayı koyardım masaya, seyreder güneşin doğuşunu öyle düşlerdim seni.Sahi, yıllar geçti hayatıma güneş gibi doğmayalı, ben artık her akşam batışını seyrediyorum.
Benim hayatın senin bildiğin siyahtan bir miktar daha siyah.Ben böyle olmayı sürdürdükçe sen başka insanlara renk veriyorsun.Tek bir kelime ediyorsun bazen sesisin tonundan uzaklığını ölçemiyorum.Sen bu kadar uzakken bana, ben umut trenine binmiş raysız yollara yolculuk ediyorum.Kanadını kapayıp, uzaklara dalıp giden kuşlar gibi seyrediyorum seni.Ben de uçmayı biliyorum ama, hayatımda hiçbir zaman sağanak yağmurlar, kuvvetli rüzgarlar dinmedi.
Gelmeyeceğine dair olan işaretler, gönlümde ki yanardağın patlamasına neden oluyor.Sonra geleceğine dair olan umutlarım bir tsunami olup söndürüyor içimdeki yangını.Gönlümün yanmış kalıntıları senden başkasının gönlüme girmesine engel.Bunun farkına varınca hayatımda çok şey değişti.Bir zamanlar hiç kimseyi umursamazken, şimdi senden başka hiç kimseyi umursamıyorum.
Her gün beni yeniden sev istiyorum.Ama bendeki de iş işte.Defalarca geldiği adamın yanına halini hatrını sormaya gelmeyen kadın, kalıcı olduğu gönüle neden uğrasın ki?
Bunlar ve yazdığım onca yazı, hepsi sana yazılıyor.Gerçi sen bunları okumuş olsan bile beni okumuş sayılmazsın.Çatısı başkadır benim kelimelerimin, senin kelimelerine kıyasla.Derler ya dağın içinde ne olduğunu başka bir dağ bilir.Bu beni tanıdığını zannetmelerinin yanılgısı işte.Güzel, çirkinin halinden ne anlar?
Ben seni hayatım boyunca severim de sevgilim, gelmeyişin yüzünden mutsuzluklar hayatım boyunca hüküm sürer korkusuyla yaşıyorum.Sevgili olmak için gel dememe olumsuz bakıyor olmamandan dolayı bari arkadaş olarak gel desem bu bana uyar da, gönüle nasıl uydururuz.Ben bunları düşündükçe sigara paketindekiler çabuk eksiliyor.Yaktıkça düşünüyorum.Düşündükçe nefes alamıyorum.Boğuluyorum sigaranın tadı, senin tadında olmayınca.
Sana yeni ve güzel cümleler bulmam gerek.Tabii bundan önce bulmam gereken çok şey var.Mesela kendim gibi.Bazıları kendinden uzaklaştığını farkedince yeni bir ben için savaşır.Bense zamana bırakıp yabancı bir bene alışmaya çalışıyorum.Düşünsene, benliğimin tanrısı bile olamıyorum.Bir insan kendi yok oluş hikayesini yazıyorken, neden var oluşuna kızıyor olabilir?Çünkü bu bahsettiğim yok oluş, sen de hiç olmayış.Ben sende yokken bu dünyada olmama anlam veremiyorum.
Benim yaşadığım yer ve gönlüm bir kuytu.Şiirler efkar, yaşanan anılarsa çöp.Yaptığım iyilikler hiçbir zaman karşılığını bulmadığı için iyi biri olmaktan vazgeçiyorum.Ki bu reenkarnasyonun gölgesidir.
Son bir aydır istisnasız aklıma kazıdığım seni her gece dilimden döküyorum.Kısık sesle dinlediğim tüm şarkıları, son sesle dinliyorum sesimi kimse duymasın diye.İki parmağımla göz yaşlarımı silip, iki parmağımla ıslanan sigaramın dumanını içime çekmeye devam ediyorum.Ayağa kalkana kadar içtiğim içkilerin etkisini anlayamıyorum ama ayağa kalkmak, istediğin ortamı yaratıp çabucak öldürmene neden oluyor.Etrafımda senin bildiklerin ama anlamını kavrayamadığın eşyalarda ne kokun var, ne de çıplak bedeninden damlayan terinin izleri.Bir nefes bıraksan, gönlüme değiyor sadece.Bana değmeden geçen neyin varsa kayboluyor, uzanamıyorum.
Tavan arasına aile kurmuş, çiziklerle dolu, eskimiş bir masam var.Ben orada yalnız başına oturup seni şiir diye kağıda dökmek değil, yanımda seni bulup şiir gibi diyebileceğim anılar yaşayabilmek isterdim.Seninle yaşamak istediklerimi başka biriyle yaşamak, seni ne akıldan silebiliyor ne de gönülden.Biri beni öptüğünde gözlerimi kapatıyorum, sen yanımdaymışsın hissi bırakıyor.Gözlerimi açtığımda ruhunu diz çöktürmüş, bedenini domaltmış sıradan insanlar.Ne sen basit cümleler hak eden basit bir kadındın, ne de bunu sana yapacak kadar basit biriyim.Ama senin bana yaptıkların, beni diğer sıradan insanlardan yapıyor.
Eskiden bir demlik çayı koyardım masaya, seyreder güneşin doğuşunu öyle düşlerdim seni.Sahi, yıllar geçti hayatıma güneş gibi doğmayalı, ben artık her akşam batışını seyrediyorum.
Benim hayatın senin bildiğin siyahtan bir miktar daha siyah.Ben böyle olmayı sürdürdükçe sen başka insanlara renk veriyorsun.Tek bir kelime ediyorsun bazen sesisin tonundan uzaklığını ölçemiyorum.Sen bu kadar uzakken bana, ben umut trenine binmiş raysız yollara yolculuk ediyorum.Kanadını kapayıp, uzaklara dalıp giden kuşlar gibi seyrediyorum seni.Ben de uçmayı biliyorum ama, hayatımda hiçbir zaman sağanak yağmurlar, kuvvetli rüzgarlar dinmedi.
Gelmeyeceğine dair olan işaretler, gönlümde ki yanardağın patlamasına neden oluyor.Sonra geleceğine dair olan umutlarım bir tsunami olup söndürüyor içimdeki yangını.Gönlümün yanmış kalıntıları senden başkasının gönlüme girmesine engel.Bunun farkına varınca hayatımda çok şey değişti.Bir zamanlar hiç kimseyi umursamazken, şimdi senden başka hiç kimseyi umursamıyorum.
Her gün beni yeniden sev istiyorum.Ama bendeki de iş işte.Defalarca geldiği adamın yanına halini hatrını sormaya gelmeyen kadın, kalıcı olduğu gönüle neden uğrasın ki?
Bunlar ve yazdığım onca yazı, hepsi sana yazılıyor.Gerçi sen bunları okumuş olsan bile beni okumuş sayılmazsın.Çatısı başkadır benim kelimelerimin, senin kelimelerine kıyasla.Derler ya dağın içinde ne olduğunu başka bir dağ bilir.Bu beni tanıdığını zannetmelerinin yanılgısı işte.Güzel, çirkinin halinden ne anlar?
Ben seni hayatım boyunca severim de sevgilim, gelmeyişin yüzünden mutsuzluklar hayatım boyunca hüküm sürer korkusuyla yaşıyorum.Sevgili olmak için gel dememe olumsuz bakıyor olmamandan dolayı bari arkadaş olarak gel desem bu bana uyar da, gönüle nasıl uydururuz.Ben bunları düşündükçe sigara paketindekiler çabuk eksiliyor.Yaktıkça düşünüyorum.Düşündükçe nefes alamıyorum.Boğuluyorum sigaranın tadı, senin tadında olmayınca.
Sana yeni ve güzel cümleler bulmam gerek.Tabii bundan önce bulmam gereken çok şey var.Mesela kendim gibi.Bazıları kendinden uzaklaştığını farkedince yeni bir ben için savaşır.Bense zamana bırakıp yabancı bir bene alışmaya çalışıyorum.Düşünsene, benliğimin tanrısı bile olamıyorum.Bir insan kendi yok oluş hikayesini yazıyorken, neden var oluşuna kızıyor olabilir?Çünkü bu bahsettiğim yok oluş, sen de hiç olmayış.Ben sende yokken bu dünyada olmama anlam veremiyorum.
Benim yaşadığım yer ve gönlüm bir kuytu.Şiirler efkar, yaşanan anılarsa çöp.Yaptığım iyilikler hiçbir zaman karşılığını bulmadığı için iyi biri olmaktan vazgeçiyorum.Ki bu reenkarnasyonun gölgesidir.