Ardında-n.. Sabah uyanır uyanmaz tavanı izlemeye koyulmuştu. Her biri pütürü aklının bir damarı ile hayali çizgilerle eşleştirmesinin ertesinde. Güzel, mutlu, umutlu olduğunu anlatan bir şarkı yazdı kafasında. Uzatarak genişleteceği hevesiyle telefonunda küçük bir not almak istedi ama başaramadı. Uyuduğu odasının yakınındaki tuvalete şuursuzca yönlenecek yeşil çay / kahve arasında bir seçim yapacak, kahvesiyle diğer sigaralarını tüttürecekti. Onca içsel ve dışsal eleştirisine karşın; sosyal medya medya güncellemelerini takip edecekti. Önceden sevdiğinin profillerine de özel bir yoklama çeker, yeni bir paylaşımı varsa beğenir, paylaşır ancak bir şekilde bundan haberdar edebilmenin / edebilmişsin olmanın hayalini kurardı. Sevilen, görülen, aranan, sorulan biri olarak o’nun anlatacakları artık içinde birikmiyordu. Umutsuzca bulduğu ve tükettiği puzzle parçalarını bir araya getirirken mutluluk duyardı.
Kendinden geçercesine dalıp gittiği bu puzzle seanslarında, çocukluğunun, eğitim hayatının hatıralarında kalmış gereksiz tortularını düşünürdü. Yalnız kendi halindeydi o zaman da. Spesifik bir arkadaşlık, dostluk vb. ile kaybettiği zamanı olmadığından.. Durup durup düşünüyordu.
Fakat bugün, çay tanelerinden damlalarına dökümlenen yeni demleme tekniğini, parçaların yanına koymuştu. Yeşil çayın kokusu yavaşca ve derinden parçalara geçiyordu. Aromatik bir görsel dedi. Aslında ağlıyordu.