Kötüyüm gitgide daha da kötü olacağım ama yavaş yavaş yalnız kalmaya alışıyorum, bu bile bir şeydir, bir avantaj, bir zaferdir. Frida Kahlo
Acıları mutlulukla karşılayan bir efsane desem yeridir sanırım. Ben bunun filmini de izlemiştim muhteşem bir canlandırma olmuş hayatını az çok araştırmışsanız hiçbir abartı olmaksızın tamamen aynı anlatılmış bir filmdi. İzlerken o acılarını hissedeceksiniz bundan çok eminim.
Azim ve tutkunun karşılığı bir nevi Frida kahlo…
Çocukken geçirdiği felç sonucu bir bacağı özürlü kalmıştır ve Tahta bacak frida denmiştir bununla bütünleşmiştir. Tabii hayatı sadece bu monotonluk da devam etmeyecektir. Okuldan eve dönerken geçirdiği bir trafik kazası sonucunda trenin demir çubuklarından birisi frida’nın sol kalçasından leğen kemiğinden çıkmıştır.
Hayatı bundan sonra hep korseler, tedaviler, acı ve can alıcı birçok olaya ev sahipliği yapmıştır. Geçmeyen acılar, sızılar doktorlar ve sonradan kangren olan bacağı kesilecektir bu kadar olumsuzluğa rağmen yaşama sevinci devam etti desem abartı yapmam herhalde. Yatağına bağlı bir hayat geçirirken ailesinin çok üzüntüsünü filmi izleyince anlayacaksınız ve o durumda ailesinin teşviki ve yardımıyla resim yapmaya başlar tabii bu hemen o anda olmuş değildir. Zaten yeteneği bu yöndedir alçılarına resimler çizer, üstündeki gögüsündeki alçılara hayatı resmeder.
Yürümeye başladığında ise dönemin en iyi fotograf sanatçısı olan Tina Modotti ile tanışır ve arkadaş olurlar. Tina Modotti ile davetlere sergilere katılır Frida Kahlo, Tina Modottinin arkadaşı olan ve dönemin Meksikalı michalangelo olarak anılan ünlü ressam Diego Riveraile tanışır.
Resimlerini gösterir ve Diegro ondaki bu güzel ışığı fark eder ve aralarında romantik bir bağ oluşur en sonunda evlenirler. Evlenirler fakat frida 3. Eşidir, tabii o dönem de herkes bir şeyler söyler fakat kime ne…
Fridanın ailesi buna çok sıcak bakmazlar hem çok kiloludur hem de yaşça büyüktür fakat fridaya kimse engel olamaz ve evlilik törenine sadece Fridanın Babası gelmiştir…
Evlilikleri çok sert ve hızlı geçer fırtınalar kopar filmini izlediğiniz de ne demek istediğimi anlayacaksınız. Frida kahlo ve Diego Rivera ABD yaşamaya başlarlar çünkü iyi bir iş almıştır. Orada yaşarken Frida kahlo ve Diego Rivera adlı tablosunu yapmış bunu sergilemiştir ve ilk tablosu olmuştur.
Frida kahlonun sağlık sorunları hiçbir zaman peşini bırakmadı art arda iki düşük yaptı bir çocuğunu aldırdı ve eşinin sevgisizliği ve dengesizliği yüzünden çok sevdiği diego’dan ayrıldı. Fakat 1 sene sonra tekrardan evlendiler sonra tekrardan fridanın çocukluğunu geçirdiği eve geri döndüler. Frida’nın da evlilikleri sırasında çeşitli erkeklerle ilişkileri oldu…
Asıl bundan sonrası beni çok etkilemişti hemen anlatıyorum; Frida kahlo artık kendini ispat etmiş bir ressam olma statüsünde ilerledi resimleri tabloları herkes tarafından beğenildi sevildi. Övgüler tebrikler aldı fakat içindeki acı vücudundaki acılar her zaman içinde büyüdü dayanılmaz bir hal aldı. Amerika da, Fransa da sergiler açıldı Paris den güzel övgüler almaya devam etti derslerine ara vermeden evinde dahi devam etti öğrencileri evlere geldi. Diegro Rivera bence ona çok aşıkdı. Frida kahlo da aynı şekilde…
Doktorlar Frida kahlonun yataktan kalkmasına izin vermediler ve o gün sergisine karyolasıyla gitti güzel yüzlü ve sevgi dolu bakışlarıyla. Övgülere ve beğenilere layık bir şekilde…
Son olarak şunları da eklemek isterim; Ölümü sonrası külleri yakılmış ve çocukluğunu yaşadığı ev olan Mavi ev’de muhafaza edilmektedir. Rivera tarafından devlete bağışlanmıştır…
“Hep kendimi dünyanın en garip insanı olarak düşünürdüm. Fakat sonra dünyada ne kadar çok insan olduğunu düşünmeye başladım. Bu kadar çok insan arasında elbet benim gibi biri olmalıydı, kendini benzer yönlerden tuhaf ve kusurlu hisseden. Sonra onu hayal etmeye başladım. Bir yerlerde oturmuş onun da beni düşünüyor olduğunu hayal ettim. Yani eğer bir yerlerdeysen ve bunu okuyorsan ve bunu biliyorsan, evet, bu doğru ben buradayım ve en az senin kadar garibim.” Frida Kahlo
Frida’nın Diego’ya mektubu…
Seni sevmekten neden vazgeçtim;
Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim. Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim. Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim. Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim. Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim. Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim. Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim. Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim. Bencil olduğun için vazgeçtim. Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi. Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. Bu yüzden ben de senden vazgeçtim…
Sürç-i lisan ettiysem affola, Eksiklerim ve anlatamadığım unuttuğum olaylar anılar varsa yorum kısmına bırakırsanız bende çok sevinirim beni etkileyen ve benim yaşamımda güzel bir yere sahip olduğu için sizlerle paylaşmak istedim.
Meksikanın unutulmayanlarına selam olsun…
Sinem Kandemir