Sevgilim,
Bizi ayırmaya çalışan yollara karşı kendi yolumuzu çizdik. En azından bir süre öyle olduğunu sandık. Biz istemedikçe ayrılık çizgisine düşmeyiz sandık. Göğüs gerdiğimiz her şeyin altında ezildiğimizin farkına varamadık. Bizim yaşadığımız ve inandığımız şeye onlarda inanır sandık. Bir bakışı, bir gülüşü, üstelik hiçte sırada olmayan bu işaretleri anlarlar sandık.
Ancak insanların sevgi söz konusu olduğunda ne kadar kör olduğunu unutmuşuz. Kalplerimiz gözlerimizi kapatmış, aşktan güçsüz her şeye, lal olmuşuz. Yaşanacak onca güzel, komik, bir o kadar acı ve tatsız anıyı beraber yaşayamayacağız artık. Başkalarıyla yaşadığımız hiçbir anı da bizimkilerin yerini tutmayacak.
Şarkılar, yemekler, gidilen, gidilmesi için sözleşilen yerler, güzel ve yağmurlu gün, odanın beyaz ışığı, önünde beni görmeni engelleyen ağaçlar.. ne varsa her şey bizi birbirimize hatırlatacak. Ne kadar zamanın bu acıyı hafifleteceğini tahmin edemediğim kadar sonra, belki yolumuzu bulacağız belki de oradan oraya savrulacağız.
Öncesi ve sonrası gibi kelimeler girecek aramıza. Bir de vazgeçmek var ki hücrelerimizi yakacak, nefesimizi engelleyecek. Sen belki daha derin çekeceksin sigaranı , daha çabuk döneceksin eski günlerine, benden haberin dahi olmadığın zamanlara. Ben de ise yankıları biraz daha uzun sürecek -ayrılık, unutmak, vazgeçmek adını ne koyarsan. Ezelinden beri senden haberdar olan gözlerim, ruhum, kalbim ve seni, soluksuz, zamansız beklediğim bu balkon için her şey daha zor olacak.
Birilerine anlat mutlaka yaşadıklarını, içinde biriktirme zehrini. Başkalarına akıtma. En önemlisi kendini hırpalama.
Biz denedik, sevdik. Gördük ki sadece sevmenin yetmediği şeyler de varmış. Filmler de, kitaplar da bahsedildiği gibi bir aşk iki kişilik değilmiş. İki kişi dünyaya bu aşkı inandıramazmış. Fazlalaşınca da iki kişi, o, aşk olmaktan çıkarmış.
Tüm bunlar olurken de en çok yarayı birbirimizde açtık istemeden. Şimdi bu yüzden yeni yollar çizme vaktimiz geldi. Ayrı ayrı… Odanın ışığı söndü ve biz başka hayatlara koyulduk.
Sakın üzülme sevgilim. Yıllar sonra karşılaştığımızda kim girmişse hayatlarımıza hala o günkü gibi bakacağız birbirimize. Sanki hala bir gibi, aynı yolda ele ele yürüyormuş gibi güleceğiz birbirimize. Övüneceğiz bir zamanlar yaşadıklarımızla, aşkımızla ama kimseye belli etmeyeceğiz, içimize doğru, içimizde yaşayacağız.
Yıllar bizi eskitecek ama bazı şeyler eskimez. Onlar ilk günkü kadar hızlı kalp atışlı, beyaz ışık kadar güzel ve anlamını hiç kaybetmeden yerinde duracak. Kelebeklerin uçuştuğu yerin üstünde, yüreğin yanında, işte tam orada, kalbim, hep seninle kalacak.