Ne diyeceğimi bilmiyorum sadece buraya yazmak istiyorum. Drama, oyun değil amacım, amacım hayat. Ben böyle bir insanım bazı yaşıtlarım gibi olamıyorum. Hayatımın belli periyotlarında onlar gibiydim itiraf etmeliyim ama hayatımın sonuna kadar öyle olamayacağım diye düşünüyorum. Bu şekilde bir hayatı tabi ki kendim seçiyorum. Beni bir parça tanıyabilen fakat tam anlamıyla tanıdığını zanneden insanlar bende bir problem olduğunu düşündüler ileride de düşünmeye devam edecekler. Bu tarz düşüncelere sahip insanlar her zaman vardı ve her zaman olacaktır. Onlara bu konuda bir şeyler anlatmaya çalışmak zaman kaybı olacaktır. Çünkü siz ne kadar kibar olmaya çalışırsanız çalışın, onlar bu kibarlığın aciz bir zayıflıktan ibaret olduğunu sanacaklar, devasa egolarından ötürü. Şimdi siz diyeceksiniz ki sende de ego yok sen etten kemikten değil misin ? Evet, çok haklısınız ama ben bu gerçeği kabullenmeye çalışarak bir ömür tüketmeye hazırım. Çünkü bir sorun varsa ortada birilerinin fedakarlık yapmasıyla çözülebilir. Hayatımın her döneminde böyle oldu. Ha bu arada yanlış anlamayın buraya tüm fedakarlıkları ben yapacağım sizin kahramanınız olacağım tarzı cümleler kurmaya gelmedim. İnandığım şeyleri yapmaya devam edeceğim. Bu yazıları da ileride kendime ve gelecekteki jenerasyon için yazıyorum. Çünkü tarih tekerrürden ibaret diye bir sözün varlığından herkesin olduğu kadar ben de haberdarım. Bu sözün yanlışlığına dair bir şahitliğim olmadı. Belki ileride olacaktır fakat o zamanlara kadar böyle davranmakta bir sakıncanın olacağını düşünmüyorum. Tüm cahilliğimle buradayım giderken de böyle olacağım. Bu benden kaynaklanmıyor, bu insanlığın bir hastalığı ya da
tam tersi. Dünyadaki en büyük mesele gerçeklerle yüzleşememesi insanların. Aslında insanların büyüdüklerinde bile içlerinde hala çocuk oldukları görüşü içimde hızla yer kaplıyor. Kendini gönüllü olarak çocukların gelişimine adayan bir insandan okuyorsunuz bu yazıları yani belki dikkate almak istersiniz. Buna ben de dahilim. Nedenini bilmemekle beraber ancak tahmin yürütebilme ihtimalim bulunmaktadır. İnsan büyüdüğü andan itibaren(ki genellikle bu olay olduktan çok sonra farkedilebiliyor.) çocukluğuna bir özlem taşıyor. Bu hislerden kaynaklı olarak bir nebze o zamanlar nasılsa şimdi de öyle olayım diye düşünüyor olabilir. Bunda asla bir yanlış görmüyorum. Aksine bunu desteklemekte kendimde bir eksiklik görmüyorum. Nedenini ise şöyle açıklayabilirim;
insan, yaratıcı düşünmenin doruklarını çocukluk döneminde yaşarmış. Diğer bir yandan en verimli olduğumuz dönemlerin anılarının çok büyük yüzdesini hatırlayamıyoruz bile. Ne acı. Hayatı daha tam manasıyla keşfedebilmiş değilim. Belki hiç böyle bir şey olamayacak, belki de bizden istenen tam da budur. Bir anlam aramaya çalışıp sonunda bir yere varamamak ya da düşündüğümüzün tam tersi bir durumla karşılaşmak.