Sigara sevmem, alkol de. Acı be zaten!
Rüyaları siktir et de bazı anıları hatırlamak isterdim. Hatırlamadıklarımı hatta bilmediklerimi, biri anlattığında ‘Hadi be, bak hiç hatırlamıyorum’ dediklerimi. Bugün geçecek. Şu an geçecek. Çok sevdiğimiz ve durdurmak istediğimiz zamanlar gibi ya da keşke şu an hiç olmasa atlasak dediğimiz,geçmeyecek gibi gelen zamanların geçtiği gibi geçecek.
Liseye yeni başlamıştım. Okullar açılmadan 1-2 gün önce ailenin 3/4 üyle birlikte yeni bir şehre taşındık. Annem kaldı yalnızca. Diplomasi ayağına bizi yedi de geçmişini bırakamadı ve biz iki kız kardeş, geçmişinden vazgeçen, mangal yürekli bir adamla geldik buralara. Mangal yüreklinin kelime anlamını hiç anlayamadım ama benim sözlüğümde babam diye geçer. Gözündeki umudu aldım ben. Kaçarcasına geldi o buraya ve çok umutluydu bizden, bu şehirden. En son annem de haklı davamıza katılıp eşlik etti. O da farkındaydı herşeyin de yufka yürekliydi. Özlemi umuttan ağır basıyordu. Annemle babam ve aralarındaki ilişki üzerine yazılacak çizilecek öyle çok şey var ki…
Ben okula başladım. Kaynak kitaplar alınacakmış. 20-40-50 falan derken bayağı bayağı para lazımdı bana. Baba işsiz, yeni taşınmışız, kardeş okuyor. Ben yine yaşıma göre fazla düşünmüştüm ve küpelerimi sattım. Yetmedi. İlkokuldan beri vardı ticari zeka. Ben esnaf adamdım. Bulurdum o parayı. Herkes ‘genlerinde var bunun ya’ dedi. Kimse de ‘paranız yok’ demedi. Çalıştım part time. Pazar gecesi 70 tl aldım. Küçüğüm diye bir şey de demedim. Zaten ben maaşıma hiç bişey diyemedim hayatımda. Aldığımı aldım da edebiyat kitabım vardı 35 tl, o kaldı. Pazartesi okula gitmedim, kaçtım ama okuldan değil. 35 tllik bir derdim vardı, ben de kaçtım. Salı da gitmedim. Çarşamba da gitmezsem bizimkiler sıkıştıracaktı ve söylemek zorunda kalacaktım. Bir de ağlarım ben böyle durumlarda. İşte salı gecesi ne saymadığım koyun kaldı ne çıtlatmadığım parmağım ne de çözmediğim test. Sabah 6 oldu. İlk uyumayışım değildi. Gece zordur. Bir atlattım mı günü çıkarırım ben. Öyle de bir bünyem var ki güneş battığı yerden bir çıktı mı en enerjik halimi alırım yine. Uyumayı bırak şöyle bir içim bile geçmez gün içinde. Gün aydı mı kolaydır, battı mı tam batar.
İlk iki ders geçti. Geçmiş daha doğrusu şahit olamadım. Bilanço çıkarmakla meşguldüm. Lise hayatım derste hesap kitapla geçti. Geldi, çattı edebiyat. İşledi dersi, gözümü bir dakika ayırmadım hocadan. Sonralarda sınıfta taklidini yapar oldum. Ders bitti hoca ‘İsimlerini saydıklarım kalsın’ dedi ve bir kişiyi okudu. Sadece bir kişi. El insaf hocam dersinize, okuduğunuz okula saygısızlıktır. Çoğul eki kullandınız, ben sap gibi kaldım ama. ‘Ücretle ilgili bir sıkıntın falan varsa söyle’ dedi. Dersi dinlemeyen sınıf utanmasa not alacak hocanın dediklerini. Sıkıntı vardı. Mevzu sadece ‘ücret’ de değildi.
İnanmayacaksınız ama o zaman da geçti. Beni 3 gün kıvrandıran endişeden eser yoktu. Nasıl geçti, bilmiyorum ama geçti. Ondan sonra geçmeyecek gibi gelen tüm zamanlar geçti. Ben o gün o durumu nasıl kurtardım?
Sarhoştum hiç hatırlamıyorum.