SONSUZ MÜSVETTESİ
Keşke diyorum, öğretmenler tahtaya her bir akarsu çizdiklerinde yeşil tahtadan çıkıp dünyaya doğru giden bir ırmağa dönüşse! Emin olun öğrenciler bir mayıs haftasında ayaklarını hemen buz gibi suya sokarlardı. Okulu dünyadan kopmuş sanki bir cennette hayal ederlerdi. Tahta da zaten yeşil renginden hemen ormana dönüşürdü, dallarında meyveler. Duvarlar tahtadan eviniz, istediğiniz her şey. Durun durun. Silin şimdi her şeyi aklınızdan. İmkansızlarla avutmayın kendinizi. Ama bilin ki bu kadar özgürce bir yaşam tadamayacağınız gibi bu denli kötüde yaşayamazsınız.bir düşünsenize, özgürlük kaç kere kısıtlanabilir? Zaten insan yaşamı evrende sadece dünyaya kısıtlanmıştır. Aynı dünyada özgürlüğünüz kaç defa kısıtlanabilir?
Bu sizin bir anlık bakış açınızın başlangıç noktası olsun. Pergelinizi açabildiğiniz kadar açın.çünkü anlatacaklarıma biraz geniş açıyla bakmanız lazım.
Var ile yok birbirine eşit olabilir mi? Tabii ki hayır? Ama neyde hayır? Nerde hayır? Ne zamanlarda hayır? Havadaki bir toz taneciğinin varlığına mı yok diyeceğiz? Açınızı biraz daha genişletin, burada takılmayın. Dünyayı bir nokta halinde göreceğiniz kadar dışarı atın kendinizi. Bir de oradan bakın özgürlük kaç santim kısıtlanmış? İşte şimdi açınızın uzantılarını yakaladınız.
Peki her şey ve hiç nasıl birbirine eşit olabilir? İnanılmaz gibi gözüküyor. Bir insan canlandırın aklınızda. Herkesi mutlu etmek üzerinde kurduğunuz bir felsefeniz olsun.bakın şimdi ona. Dünyada nefes alan her insan ile mutluluk paylaşabilir. Şimdi siz sadece bu insana dışarıdan baktınız. Gelin biraz da içini seyredelim. Kusura bakmayın. Seyredecek bir şey yokmuş.
Anlaşılan kahramanımız hayattaki tüm zamanlarını fedakarca tüm insanlara adamış. Kendisi ise boş. Kendi için yarattığı zaman yok. Var ile yok yani hiç ve her şey tek bir vücutta toplandı. Yalnız bunlar sadece en yüksek ve en düşük değerlerinde birbirine eşit olur yani gerçek hallerinde. Bizim günlük hayatta kullandığımız sahte anlamlarıyla değil. Bir not bırakacak olursak kahramanımız şair ise büyük ihtimal şiirlerinde yalnızlık hakimdir.
Neyse deyip sizi açımızı tamamlamaya yönlendiriyorum. Vücudun yönetildiği beyin, akıl veya kafa –ne derseniz deyin- tek yetki sahibi olduğunu söylememe gerek yok galiba. Peki aklın vücuttaki yetkisinin büyük bir bölümünü ele geçiren şeyleri açıklasam? İnsan hayatında daha iyi bir sorun yaratabiliriz elbette. İki maddemiz var. Birincisi mutlaka tattığınız cesaret. Cesaret anlık olduğu için sonuçları da hep anlık olur. Ya bir anlık mutlu olursunuz ya da bir anlık hüzün. Asıl sorun ikicisinde maalesef. Burada ipin ucunu hep elinizde tutarsanız uzun süreli bir mutluluk yaşarsınız. Eğer ipin uçları en başta kaçarsa bu hayatınızda epey uzun süreli bir sahte vakit oluşturur. Bu ikinci maddemiz bazılarınızın hiç inanmadığı, bazılarınızın sevdiği, güvendiği, hiç tanımadığı ve hatta öldürdüğü aşktır kesin. Aşkı size uzun uzun anlatıp canınızı sıkmayacağım. Sadece konumuz olan hiç ve her şeyin nasıl eşit olduğunu kısa yoldan açıklayacağım. Biraz önce aklınızda oluşturduğunuz kahramanımız aşık olduğu için hiç ve her şey sadece ondaydı. Eğer aşık olmuşsanız sizin için hiç ve her şey her zaman değersizdir. Çünkü siz sonsuzdasınız ve hiç ile her şey ancak toplandığında sonsuzu oluşturur.
Cesaret ve aşk vücudunuzun aklın yanında yüreğinde kontrol ettiği iki varlıktır. Ve bazı kelimeler akıl ve yürek bakımından ikiye ayrılır. Burada yaptığım şey sadece size unutmak kelimesinin ne olduğunu açıklamak. ‘’siz siz olun aşık olan birisine unut demeyin. Unutmak fiilen aklın yaptığı bir iştir. Yürekteki unutulmaz!’’
Son anlattığım şeyler sizi hiç ilgilendirmiyordu. Çünkü şu anda aklınızda yarattığınız noktanız ve açınızın kolları sonsuza doğru yol aldı. Çünkü yüreğinizde aşk bulunuyorsa ve ipin uçları çoktan kaçmışsa siz de sonsuza doğru savrulmuşsunuz demektir. Eğer öyole bir şey olduysa buyurun tüm evren sizin.
Lakin muhtemelen siz sonsuzda bir üçgen oluşturmuş ve onun içinde her normal insan gibi güzel güzel yaşıyorsunuzdur. O üçgenleriniz için söyleyebileceğim tek bir şey var ki ‘’Ne derler acaba?’’, ‘’Zamanla geçer.’’ vs. gibi putlara yer vermeyiniz.
Aklınız karışmamıştır umarım. Çünkü şimdi tüm parçaları birleştireceğiz. Özgürlükten konu açıp da cesaret, aşk, evren, sonsuz, var, yok, hiç ve her şey deyip de ne anlatmak istedim? Bu kelimelerin yerlerine çok farklı şeyler de yazıp aklınızı karıştırabilirdim. Maalesef bunlar benim felsefemde en basitleri. Neticeye gelirsek başlangıçta oluşturduğunuz açı sizin hayata bir anlık bakış açınızdı. Belirlediğiniz nokta ise sonsuzda özgürce başı boş dolanan bir varlıktı. Çizdiğiniz doğrular ve oluşturduğunuz üçgen ise sizin için sonsuzda her şeydi. Üçgeniniz dışı ise hiçti. Eğer vücudunuzun yönetiminde yüreğiniz söz hakkına sahip ise ki buna siz izin vermişsinizdir, üçgeniniz sonsuzla birleşir ve siz hiç ve her şey olursunuz. Sonsuz olmayın, sonsuz olmak size sonsuz sonuçlanacak sonsuz sorunlar getirir. Aşk güzel bir şeydir. Ama aşık olmak bu dünyada size sadece koskocaman bir sahte vakit oluşturur.