”Söz vermiştin” ne acı bir cümle. Bu cümleyi kurarken yaşadığınız o duygu bambaşka bir şey. Sevdiğiniz adamla birbirinize söz verirsiniz, ama o der ki ”sözü iptal ettim” 30 yaşına geldiğimizde ikimiz de evlenmemiş olursak birbirimizle evlenelim” demişti. Hani How I Met Your Mother dizisinde 40 yaş için aynı sözü veriyorlardı ya, en sevdiğim yabancı dizidir bu arada bu. O da izlerdi o ara bu diziyi. Böyle bir söz verdirmişti bana. Sonra başkası da geldi bana böyle bir cümle kurdu nasıl bir tesadüf bu bilinmez, ardından O’na birisinin daha böyle söz ver dediğini ama tabi ki reddettiğimi söylesem de ”git o bebeyle evlen” gibi çocukça bir kıskançlık yaptı. Ne desem dinlemedi. Söz iptal dedi. Ama hani söz her şeydi bizde. Böyle değil midir? Çocukken bile demez miydik ”Verilen söz geri alınmaz” diye. Çocuk yaşımızla bu cümleyi kurabiliyorduk, neden sözünü tutmadın? Ya yemin ediyorum ölene dek seni beklerdim ben bu umutla. Bana bir gün geri geleceğin, belki bir gün beni özleyeceğin umuduyla. Hatta belki de bir gün beni seveceğin umuduyla. Ne büyük umut ama! Sen ve beni sevmek.. Bunu okusan gülerdin herhalde. Olsun. Senin gülüşün benim huzurumdu, o yüzden olsun be. Sen gül.