Herkesin hayatı kendine.. Bu laftan da son vakitlerde anladığım herkesin kendi kusurları kendi doğruları olduğudur. Hani herkesin hayatı kendine derken kimse kimseye karışmasından ziyade acıların ve mutlulukların hatta takıntıların, hassasiyetlerin şahsi olduğu meselesi. Orhan VELİ der ya ; bir elinde cımbız bir elinde ayna umrunda mı dünya..? Ne çok eleştirirdim insanları anlamamakla.. değiştim artık ; belki anlamadım ama kabullendim. Herkes kendine işte , kızamayız ki sınavdan düşük aldım diye dünyası yıkılana ya da suratımda sivilce çıktı aman Allah ım diyene.. Ne diyeceğiz aman be insan dünyada ne oluyor bak benim hayatıma nefes almakta zorlanıyorum sen neyin derdindesin otur şükret mi diyecez..? Suçlayabilir miyiz şımarıklıkla böyle insanları? olmaz , suçlanmaz .. Her insan kendi dağını kendi oluşturur ya da hayır her insanın dağı mutlak kudretten bellidir kar miktarı da yetkinliğe göre ayarlı.. O zaman kaldıramayacağımızdan fazla yük verilmezmiş deyip yahut Allah dağına göre kar verirmiş deyip bir köşede hayattan kızgınlığımı insanlardan çıkarmamaya çalışarak sessizce dağıma düşen karların eriyeceği günü bekleyeceğim.. Sonuçta yaşadığımız her ne olursa olsun eğer ki biz yaşıyorsak bizim yaşamamız gerektiği içindir öyle değil mi ? Evet zor günler evet etraftaki eş dost denen kalabalıktan ibaret evet anlamıyoruz evet anlaşılmıyoruz evet hayat kaygılarımız korkularımız bambaşka ama yapacak bir şey var mı susup sabretmekten başka …!