Oysa tekrarı olmuyor hayatın. Yaşananlar yaşanacaklara gebe değil. Her şey olabildiğince iyiyse; bu iyi değil. Hayatta mutlu olduğu anları saklar insan, hafızasın en taze yerlerinde. Mutluluk iyi. Ama her mutluluk bir hüznün ardından merhaba der hayatına. Baharın gelmesi için kışın geçmesi; ağaçların yeşermesi için; önce yaprak dökmesi gibi…
Öyle sandım. Uzun süren yasımın ardından baktım; iki yaşım geçmişti. İki koca yılda iki bahar atlatmış; çiçek açmaya gücüm yetmemişti. Yitip giden günlerimin ardından bakarak yitirmiştim en saf düşüncelerimi. Sana kadardı hepsi. Şu hayatımın arasında bahar olacağına inandığımda, yeniden uyandı toprağımda sevgilerim. Sen öyle gelmiştin bana; çorak arazimi vadiye çevirecek kadar güzel gülüyordu yüzün. Gözlerinmiş meğer ihtiyacım olan dedim. Parmaklarınmış şiir yazacağım ve ellerinmiş hayata tutunacağım.
Ben seni bahar bildim çiçek açan yanımda. Yalancı olduğunu göremedim. Bu baharın ilkimi değil, sonumu yazmaya geldiğini bilemedim… Yüzünün her hücresini hafızama kazırken, üstündeki maskeyi göremedim. Bir yalana aldanıp, gerçeğin acısını umursamadan gelmiştim ben sana. Günahınla, sevabınla gel derken; hangi yüzüne konuştuğumu bilemedim.
Çok da sürmedi zaten. Gelmeye meyilli olmayanın; gidişi tescilli cümlesi olur. ” Bana biraz zaman ver… ” derler. Bu ben yolumu çizdim, senin yanında değilim artık; sen yoluna ben yoluma demenin kibar haliymiş. Bunu öğrendim. Nerden mi? ” Zaman ” dedi. ” Tamam ” dedim. Bekledim, gelmedi. Öyle ya; gitmeyi kafasına koymuş birisine, gönül ne diyebilir ki? Zaten gönlü olsa, dili döner mi gitmeye..?
Derken gitti. Bir vedaya ihtiyaç duymadan, ihtiyacı olan zamana gitti. Ona ihtiyacım olduğu zamanları önemsemeden, gitti. Bir romanın başlığı olmak varken; hiç okuyamayacağı bir yazıda önsöz olmayı tercih etti. Hiç olmayı, herkes olmak zannederek; herkeste hiç olmayı seçti. Dinlediği masalların mutlu sonunda kahraman olacağını bilmeden, masal oldu. Elden ele, dilden dile dolandı ve gitti.
Oysa tekrarı olmayan bir hayatın; bilindik senaryolarını oynamaya devam ediyoruz işte. Bir gün biri sevecek, biz de mutlu olacağız temennisiyle; bekliyoruz o günü. Sevdiklerinize, aşkınıza ve sevdanıza sahip çıkın. Tekrarı yok hayatın. Bir gün başınızı koyduğunuz sıcacık bir omzun yerini, buz gibi bir taş alır da dokunamazsınız bile. Tekrarı yok hayatın. Sevginizle ve sevdiklerinizle sevgiyle kalın…