Titreyen sesini kesti. Durdu, düşündü. Gitmek bu kadar kolayken neden kalmayı seçtiğini irdeledi.
Akciğerlerindeki rahatsızlığa rağmen kalmayı seçti, hayata emin adımlarla yürüdü. Doğdu.
Annesi başka bir adamla kaçıp onu terkettiğinde çok küçüktü. Korkuyordu.
Babası bu acıyla yaşamanın anlamsız olduğunu düşünüp artık yaşamamaya karar verdiğinde de küçüktü. Ölümle tanıştı.
Şu kalabalık dünyada diğer yarım dediği insanın yarın olmadan bir gündoğumu onu bırakıp gittiğinde artık büyümüştü. İhaneti gördü. Kalbindeki derin çatlaklara rağmen güldü.
Yüreğini açtığı dostları kalbini kırdığında biraz yaşlanmıştı. Acı çekti, umutsuzdu.
Yalnızlığına ortak olan kedisine yemek vermeyi unutup ölümüne sebep olduğunda hayli yaşlanmıştı. Unuttu ve kimsesizliği tattı.
Artık yorgun ve yaşlıydı. Seslenecek kimsesi yoktu. Bir ömrü korkuyla, ölümle, ihanetle, acıyla, umutsuzlukla, kimsesizlikle harcamıştı. Çığlıklar attı, siz duymadınız. Kimse duymadı. Titreyen sesini kesti. Durdu, düşündü. Gitmek bu kadar kolayken neden kalmayı seçtiğini irdeledi. Gitmeyi seçti, ölüme doğru emin adımlarla yürüdü. Öldü.