Her varlık bir ütopya barındırır yaşamında.
Dünya yaratıldığından beri, insanlar hayalleri ve umutları sayesinde yaşar.
Zaman ne kadar değişse de, hayaller ne kadar değişse de her zaman var olan şeydir aslında.
[Leyla ya da yunus emre hayal ettiği için yaşayabildi belki de ]
Aslında söylendiği gibi değildir bence. Yani umut ve hayal sadece normal insanların ekmeği değildir ki.
Mesela bir kral da hayal kurar, umut eder sıradan bir insan da.
Bu medya da ve medya programların da bir polemik, yaşatmamalı bize! Ya da üçüncü sayfada geçmemeli her sabah belki de.
Sokrates’e göre insan düşündükçe var olurken Oğuz Atay ise düşündükçe yok olduğunu söyler.
Ve bu iki adam da bunları yazıya dökmeden önce kendi ütopyaların da ki küçük bir hayalden ibaretti belki de.
Aynı zaman da metafizikte de bunu benzer deyimler sözler vardır.
Mesela kabul edilmeyecek dua aklına bile gelmez derler. Bunlar da birer hayal ürünü olarak söylenir.
Kabul olacağını hayal edersin Ütopyan da, neler olur diye. Kendince bir mutluluk kaynağı yaratır.
Tabi şöyle bir durumda söz konusudur, ütopyalar hep mutlu olmaz. Bir de kabuslar, ölüm düşleyen insancıklar da vardır. Öyle şey olur mu demeyin, olur çünkü. Bir intihar bombacısı sizce hayalin de sevgimi büyütür? Hiç sanmam, çünkü ütopyasında azıcık insan sevgisi olan biri cana kıyar mı ki?
Ancak şunu da belirtmeliyim ki, herkes hayal kurar. Kendince bir ütopya düşünür.
Fakat bir seyyar satıcının hayali ile bir kralın hayali aynı olur mu?
Mazlum ÖNALAN