Aman efendim hoşgeldiniz.Uğramaz oldunuz.sizde diğerleri gibi unuttunuz beni.Bilirsiniz konuşmaya başladım mı susmak bilmem.Ayakta kaldınız buyrun oturun.Hayır sorun değil;ben yere otururum.Param var ama gelenim gidenim olmadığı için,koltuğa harcamak istemedim.Arada bir siz gelirsiniz,iyiki gelmişsiniz.Yalnız içince kırgınlıklarımın tadı var kahvede.Size köpüklü bir kahve yapayım,sonra bir kahve bile ikram etmedi dedirtmem.Bizim burdakiler çok dikkat eder böyle şeylere.Kapı komşum Neriman hanımda konuşur.Kötü bir komşu değildir ama herşeye bir lafı vardır,çok konuşur.hiç sevmem çok konşan insanları.Sende çok konuşuyorsun diyeceksiniz ama efendim iki çenesi düşük bir arada durur mu?Ben konuşurken yanımdaki hep beni dinlemeli.Gözleriniz bencil olduğumu söylüyor.Sizde mi yanlış anladınız beni?Yoksa herzamanki gibi ben mi anlatamadım kendimi?
Hayır,hayır siz beni anlarsınız,bir siz anlarsınız ya…Belki bana deli de diyorlardır.Ah insanlar!anlayamadıkları insanlara deli demezler mi;işte o zaman deli olurum.Nerden bilecekler,belki de asıl deli onlardır.Dünya öyle bir hal aldı ki kim deli kim akıllı belli değil.
Buyrun kahveniz. Dilinizi mi yaktınız?Ben size sıcak olduğunu söylemiştim.Ama biz böyleyiz;hatanın hata olduğunu anlayabilmek için o hatayı yaparız.Hiç sevmem dilimin yanmasını,akşama kadar geçmez şimdi.İçtiğiniz ve yediğiniz herşeyde hissedersiniz acısını…Hatalar da böyledir ya;acısı geçmez uzun süre…
Kahveyi beğendiniz mi?Neriman hanım burda olsaydı,onuda çağırırdık.Çok güzel kahve yapar.çocuklarını okuldan almaya giti-ne fedekar bir anne-.İki çocuğu var;hasan ile sevgi.İkisini de severim,anneleri kadar konuşmazlar.Arada eve gelirler,kurabiye yaparım.Normal bişey değildir bu evden kurabiye kokusu yükselmesi.İnsan yalnız yaşayınca üşengeçlik srıyor bedenini.Doğrusunu söylemek gerekirse-elbette gerekir-kahveyi yaparken bile içimi bir üşengeçlik sarmadı değil.Sonra geçti,içimdeki kelebeklerle birlikte yaptık kahvenizi.Sürekli üşengeç bir ruh hali içinde olduğum için,üşengeçlik refleks haline gelmiş.-bazen kendimi düşünür halde buluyorum,düşünmekte refleks haline gelmiş-refleks ne?kim soktu böyle kelimeleri dilimize?Haklısınız kolaylık sağlıyor ama yabancılaştırıyor bizi dilimize.Herşeye yabancılaştık;insanlara,dünyaya,kendimize…Bir paraya yakınlaştık,bağrımıza bastık.Her şeyi para yaptık,insanlığı bile parayla ölçer olduk.Telefonun modeline;ayakkabının,gömleğinin markasına bakarak deger verir olduk insanlara.Düşünceler mi?Karakter mi?kimsenin umrunda değil.Herkesin gözü cebinin kabarıklığındadır.paran varsa;tüm ceketler iliklenir karşında.Zaten ceketimizin önü hep ilikli değil midir?Kendimize güvenimiz yok,kulağımız boş lakırdılarda.Hep başka ağaçların gölgesindeyiz,kendi gölgemizi yaratamıyoruz.Hayır efendim!bilmediğimizden değil,zihnimizin kapılarına asma kilitler vurduğumuzdan…
Sıkıldınız mı benden?gözlerinizden belli.Sizde herkes gibi”anlat,anlat ben dinliyorum”demeyin.Neden her lafımı sessizce dinliyorsunuz?hayret!bağırıp çağırmıyorsunuz.genelde konuştuğum herkes-istisnalar vardır elbet-düşüncelerim,söylediklerim ona tersse;bağırarak karşılık veriyor.bağırmak nedir?Sizde herkes gibi bilmiş bir tavır segilediniz.Hayır!hiçbiriniz bilmiyorsunuz.Bağırmak;karşındaki düşünceyi bastırma,kendini haklı çıkarma çabasıdır.Evet,ben hep söylerim çabalamak başarmaktan önemlidir diye.Ama bu bencilce bir çabadır,kimseye bir yarar sağlamaz.Bağırmadınız hatta cevap bile vermediniz.Bunu neye yoracağımı bilmiyorum.Yine bilinmezliğe düşüyorum.Bilinmezlik zihnime aklar düşürüyor,sorular beynimi istila ediyor.Neden bir sahile vurmuyorum?Bir bilinmezzlik denizinde boğulmak üzereyim,kurtar beni.Kimden yardım beklediğimi bilmiyorum.Yardım bekleyip beklemediğimi bile bilmiyorum.En iyisi susayım çünkü bilinmelik çukuru beni aşağı çekmeye başladı,Düşündükçe derinleşen bir çukur…
Sahi niçin gelmiştiniz?onu da bilmiyorum.bu benim suçum değil sizin suçunuz,siz söylemediniz.Aslında niçin geldiğinizin bir önemi yok.Geldiniz beni yalnız bırakmadınız.Yasıma ortak oldunuz.Hayal kırıklıklarımın,ümitsizliklerimin,beklentilerimin yasını tutuyorum.Öldüler bugün,kara bir toprak attım üzerlerine…İlk toprağıda ben attım son toprağıda.Tek kurşunla öldürdüm onları.Katıl değilim aksine bir kurtarıcıyım,kendi benliğimin kurtarıcısı.Ama biliyorsunuz öldürmek yetmiyor,hayaletleri kalıyor…
…….