Bir efsane yaşıyor bolu dağında
Zümrüt yeşili ormanlar arasında
Kartal kayada diz boyu karda
Başı göğe değen Çamlı belde
Yağmur yüklü bulutlar da orda.
Delikli demir yok o devirde
Kaması kuşağında kılıç’ı belinde
Mert olmak yakışıyor Ruşen Ali’ye
Namertliği yediremiyor yiğitliğine
Ayvaz’ı da katmış kızanların içine
Onca yiğit öl dese ölecek
Gözü kapalı bu yiğidin peşinde
Her efsanede yaşandığı biçimde
Bir ateş düşmüş bizimkinin yüreğine
Âşık olmuş can düşmanı beyin kız kardeşine
Oysa sözlüymüş Hüsnü Bağla kara vezire
Bir gün çıkagelmiş Hoylu vezir adına
Düğün hazırlıkları başlasın
Vursun davulcu davula
Kırk gün kırk gece düğün ola
Ağzı kulaklarına varmış Bolu beyinin
Kayın biraderi olacakmış ünlü bir vezirin
Unutmuş bir asiyi sevdiğini kız kardeşinin
Bir haber uçurmuş Hüsnü Bağla
Kara Vezir yolda
Düğün hazırlığı başladı burada
Seviyorsan beni kaçır dağa
Durur mu yiğit olan yiğit
Ünü dağları aşmış duman, duman
Hazırlanmış hemen küheylan
İnmiş Demircioğlu’nun mekanına
Çifte su verilmiş nal çakılmış
Kır atın ayaklarına
Kızanlar saklanmış sandıkların içine
Saraya sokulmuş düğün hediyesi niyetine
Ruşen Ali’de etmiş teptili kıyafet
Girmiş zalim beyin sofra ziyafetine
Karanlık gece yarısını dövdüğünde
Şarap kadehleri sık sık boşalıp
Mey mideye indiğinde olan olmuş
Yiğitler saraya dolmuş
Hüsnü bağla gelin hamamından kaçırılmış
Gerisi de var aslında
Ama çok uzun oldu bu efsane
Sıktım sizi biraz
En iyisi siz
Çekiverin kır At’ımı kapının eşiğine
Dizginini takayım, eğerini vurayım beline
Üzengisine basıp atlayım üstüne
Mahmuzlayım topuklayım doludizgin
Gideyim bende o zaman dilimine
Siz de mutluluk dileyin damat ile geline
Necati Kavlak
26/07/2009