Soru : Yehûdî Dini(Yahudilik) Nedir ? Neden Doğru Değildir ?
Cevap ;
Yehûdî dîni, İslâm dîninin gelmesiyle
nesh edilmiş olan ve İsrâîl oğullarından Mûsâ aleyhisselâma îmân
edenlerin ve bunlardan çoğalarak zamânımıza kadar uzanan insanların
dînidir. İbrâhîm “aleyhisselâm”ın oğlu İshak “aleyhisselâm”,
bunun oğlu da Ya’kûb “aleyhisselâm”dır. Hazret-i Ya’kû-
bun bir ismi de İsrâîldir. İsrâîl, Abdüllah demekdir. Allahın kulu
ma’nâsınadır. Bunun için Ya’kûb aleyhisselâmın oniki oğlundan
çoğalan insanlara (Benî İsrâîl) (İsrâîl oğulları) denir. Mûsâ “aleyhisselâm”,
büyük bir Peygamber idi. Benî İsrâîle gönderilmişdir.
Benî İsrâîl Mısrda çoğaldı. Dinlerine sarılıp, ibâdet ederlerdi. Fakat,
[Fir’avnlardan] zulm ve hakâret görürlerdi. Bir rivâyete göre
Îsâ aleyhisselâmdan 1705 sene önce, Mûsâ aleyhisselâm Mısrda tevellüd
etdi. Kırk yaşına kadar Fir’avnın serâyında yaşadı. Dahâ
sonra akrabâları ile buluşdu. Medyene gitdi. Şu’ayb aleyhisselâ-
mın kızı ile evlendi. Mısra dönmek için yola çıkdı. Yolda, Tûr da-
ğında Allahü teâlâ ile konuşdu. Allahü teâlâ Ona (On emr)i verdi.
Mûsâ aleyhisselâm, (Evâmir-i Aşere) On Emri teblîg etdi. Mû-
sâ aleyhisselâm Benî İsrâîli Mısrdan çıkardı. Tûr dağında Allahü
teâlâ ile tekrar konuşdu. Onlara tek bir Allaha îmânın lâzım oldu-
ğunu bildirdi. Allahü teâlânın gönderdiği (Tevrât) adlı kitâbı onlara
getirdi. Fekat onları, kendilerine va’d olunmuş topraklara götü-
remedi. Mîlâddan evvel 1625 senesinde vefât etdiği tahmîn ediliyor.
Benî İsrâîl, Onun bu ilâhî telkinlerini bir türlü kavrayamadı.
Mîlâddan evvel Âsûrî devleti iki def’a ve Mîlâdın 135 senesinde
Roma imperatoru Andiriyan Kudüsü alarak yehûdîlerin çoğunu
kılıncdan geçirdiler. Tevrâtları yakdılar. Tevrât unutuldu. Yehûdî-
ler, zamânla bozuldular. Yetmişbir fırkaya ayrıldılar. Tevrâtı de-
ğişdirdiler. (Talmûd) denilen din kitâbı yazdılar ki, (Mişnâ) ve
(Gamârâ) diye iki kısmdır. (Mîzân-ül-mevâzîn) kitâbı, yehûdîlerin
ve hıristiyanların ellerindeki Tevrât ve İncîl dedikleri kitâbların Allah
kelâmı olmadıklarını isbât etmekdedir. Kitâb fârisîdir. İkiyüzelliyedinci
sahîfesinde diyor ki, (Yehûdî i’tikâdına göre, Allahü teâlâ,
Mûsâ aleyhisselâma, Tûr dağında Tevrât kitâbını verdiği gibi, ba’zı
ilmleri de ilhâm eylemiş. Mûsâ, bu ilmleri Hârûna, Yûşa’a ve Eli-
âzâra bildirmiş. Bunlar da, sonra gelen Peygamberlere ve nihâyet
mukaddes Yehûdâya bildirmişler. Bu da, mîlâdın ikinci asrında, bu
ilmleri, kırk senede bir kitâb hâline getirmiş. Bu kitâba (Mişnâ) denilmiş.
Mîlâdın üçüncü asrında Kudüsde ve altıncı asrında, Bâbilde
Mişnâya birer şerh yazılmış. Bu şerhlere (Gamârâ) denilmiş. Mişnâ
ile iki Gamârâdan birini, bir kitâb hâline getirip, bu kitâba (Talmûd)
demişlerdir. Kudüs Gamârâsından meydâna gelen Talmûda
(Kudüs Talmûdu), Bâbil Gamârâsından meydâna gelene (Bâbil
Talmûdu) demişlerdir. Hıristiyanlar bu üç kitâba düşmandır. Bu
düşmanlıklarının sebeblerinden birisi, Îsâ aleyhisselâmı asmak için
hâzırladıkları çarmıhı taşıyan ve çarmıha gerilme hâdisesinde bulunan
Şem’un, Mişnâyı rivâyet edenler arasındadır derler. Talmûdda
müslimânların inandığı şeyler de bulunduğu için, hıristiyanlar, müslimânları
bu bakımdan da inkâr ediyorlar). Yehûdîler kendi din
adamlarına (Haham) derler. Talmûdu, Tevrât gibi okumakdadırlar.
Eli-âzâr, Şu’ayb aleyhisselâmın oğludur.
Kaynak : Herkese Lazım Olan İman – 3 Sf.91,92
Kitabın PDF’si : http://www.huseyinhilmiisik.com/kitaplar/03-hloiman.pdf