Yine tedavi merkezinde bekleme salonunda oturuyordum. Ne zaman salonun duvarlarına baksam aklıma Yiğit gelirdi. Şimdi sizlere onu anlatacağım.
Bir gün tedavi merkezinin bekleme salonunda oturuyordum. İçeriye elli altmış yaşlarında bir kadın sırtında yirmi yaşlarında bir delikanlı ile girdi. Oğlu sırtındayken yanımdan geçişi hiç gözümün önünden gitmez. Sonra tanıştık o kadınla. Oğlu Yiğit hiç hareket edemiyormuş. Adının Ümmühan olduğunu öğrendiğim bu teyze oğlunu bıkmadan usanmadan buraya getiriyordu. Hep acı yoktu soframızda. Ümmühan teyze ile sohbet ederdik. O bana hep kolyeler alırdı. Aradan yıllar geçti…
Ben yine bir gün o salonda oturuyordum. Duvarda Yiğit’in asker arkadaşları ve annesiyle üniformalı fotoğrafını gördüm.
Yiğit bir günlüğüne de olsa asker olmuştu.
Fazla söze hacet yok. Bu delikanlı ve annesi bize vatan sevgisini ve vefalı olmayı öğretmişti.