Zaman makinesi olsaydı eğer veya bir kerelik geçmişe dönüp gelme şansım tam 92 yıl öncesine tam bugüne gitmek isterdim. Senin ve silah arkadaşlarının tüm zorluklara tüm kargaşa ortamlarına ragmen hiç usanmadan hiç pes etmeden bir saniye olsun korku ecel nedir bilmeden savaşıp şimdi de Cumhuriyet’i ilan edip onu tüm yurttaşlarına armağan eden o kıvanç dolu, koltuklarımı kabartacak olan kelimelerle anlatılmayacak ama ancak yaşanacak o kutsal güne…
O güne gitseydim eğer,öncelikle başta senin kadar varlığıyla onur ve sonsuz saygı duyduğum birini gördüğüm için heyecanlanırken, üstümde senin sayesinde giyebildiğim modern kıyafetler için şükrederdim. Bir kadın olarak modern olmanın kavramının ne kadar zor algılandığını ve bunu başarmanın bu algıdan da zor olduğunu bildiğim için sana minnet dolu gözlerle bakardım. Ama asla tam 92 yıl sonra senin verdiği bu armağanın bile farkında olamayıp kara çarşafa bürünen buna dini inanç gözüyle bakan, laiklikten bihaber olup kadını obje olarak gören bu sebeple de kapanması gereken bir yaratık olarak algılayan ve de kadının giydiği her şeye laf edecek olan zihniyeti görmeni, düşünmeni istemezdim. İstemezdim çünkü şu an giyebildiğim her kıyafet, sarısıyla mavisiyle, deseniyle şekliyle, kısalığı veya uzunluğuyla Cumhuriyet’in yani bu güzel ve anlamlı günün bana katmış olduğu yenilikler,şanslar. Bu şansları elde etmek çok zorsa eğer bunları kaybetmek daha da zor olmalı!
Daha sonra 29 Ekim kutlamalarına başlandığında insanlar hep bir ağızdan “yaşasın cumhuriyet”, “yaşasın demokrasi” derlerdi, hiç çaktırmazdım sana bugünkü insan zihniyetinin nasıl olduğunu,bugünkü törenlerde ve kutlamalarda da böyle hevesle istekle okunuyor san isterdim. 92 yıl önce Türkçeye senin sayende kavuşulmuş, senin sayesinde eğitim seviyesi daha kolay ve anlaşılır bir dilde artmış bu sayede millet derin bir nefes almıştı. İstemezdim 92 yıl sonrasını gör de 92 yıl öncesinde verdiğin Osmanlıca mücadelelerini bir daha hatırla, Türkçe kadar zengin bir dile kavuşulmuşken Osmanlıca gibi geri kalmış bir dil anımsayıp, çocukların kafasının yıkatıldığını farket. Çünkü bilirdim ki her insan senin için özeldi fakat çocuklar özelden de özeldi. Çocuklara bazıları gibi millete şov olsun millete gösteriş olsun diye değil içinden gelen o şefkat ve sevecenlikle yaklaşıp her biri ile ayrı ayrı ilgilenirdin. Çocuklar senin için çiçek bahçesinin içindeki en güzel en rengarenk çiçeklerdi. Bilmemeliydin, bugün senin kazandırdığın değerleri yitirmemek adına canını veren çocukları, bilmemeliydin çiçeklerinin yavaş yavaş kokularını kaybedip solduğunu bilmemeliydin…
Arkada duyulan sıcak,narin ve de melodili bir sesle ayağa kalkmak ve o sesi takip ederek dans etmek isterdim. Bu dansta senin en çok sevdiğin ve değer verdiğin vals olabilirdi. Vals, hem ruhu beslendirir hem de bir an bile olsa seni farklı atmosferlere taşıyabilir, dans ise vücüt ritmini ayarlayarak karşısındaki insanla aynı vücuda sahip olmaktı onunla bir olmak o an ayak adımların dışında hiçbir şeyi düşünmemekti. Dans, neşe, mutluluktu. Tabii ki de bilmeyecektin tam 92 yıl sonra danstan anlamayan insanlar olduğunu. O gün yapılan valse “tariz ve tacir” yakıştırması yapılıp aslında rahatsızlık duyulanın bir kadın ve erkeğin bu denli yakın olması olup bunu insanlara lanse etmek istedikleri olduğunu. Vals yapmayı gösteriş yapmakla suçlayanların bugün saraylarda,köşklerde yalılarda oturduğunu, para kavramını tadınca yoksulluk nedir unuttuklarını, ekonomiden bihaber olduklarını…. Sen bize cumhuriyeti verirken içi boş, sözde laflarla vermemiştin ki nereden bilebilirdin içi boş Cumhuriyet laflarını? İnsanlara eşitlik derken yoksul varlıklı ayrımı yapmamıştın. Saraylarda sefa sürüp paralarının tadına bakamamıştın. Kadınlara haklar derken, modernizmden bahsederken seçme ve seçilmeden ve de eşitlikten bahsetmiştin. Tam 92 yıl sonra kadınlarla erkeklerin bir tutulmadığını kadınlara dans kadar zarif ve narin bir şeyin yakıştırılmayacağını düşünemezdin bile. Düşünemezdin bile çünkü kadının kahkasını, kadının hamileliğini ve de kadının bazı çeşit kıyafetlerini iffetsizlik olarak gören bir zihniyeti görsen o an iffete vals ile karşılık verecek bir insandın sen.
Ne kadar çok insan ne kadar çok yürek istiyor tam 92 yıl sonrasına gidip o gülenyüzüne bakıp sana yaklaşmak ve “teşekkür ediyorum” demek. Sadece teşekkür etmek bile sana minnet duyulduğunu, yaptığın ve kazandırdığın verdiğin tüm değerler için o kadar önemli ki. Tam 92 yıl sonra bu iki kelimeyi unutanlar oldu oysa ki. Unutup adam karalamaya başlayanlar, ayyaş ve gösteriş meraklısı sıfatını yakıştıranlar, kazandırdığın tüm değerleri unutturmaya çalışıp leke atanlar,cumhuriyet ve demokrasi lafından tiksinenler, terör ve kan görmeyi normal karşılayanlar, kadınları hor görenler çocuklarını itip kakanlar ve de sen olmasaydın yaşayamayacakları nefes bile alamayacakları bu ülkede seni unutturmaya çalışarak seni kendinden üstün gören küstahlar…
Sen oydun oysa Mustafa, Kemal, Atatürk, “Mustafa Kemal Atatürk”. Sen bizdin,içimizden biri, her nefes aldığımız güne sana şükrederek başladığımız kazandırdığın değerlere minnet duyduğumuz “mavi gözlü bir devdin sen”. Tam 92 yıl sonrasını görmemelisin hiç, hattta mümkünse biz de görmemeliyiz Cumhuriyet’i lekeleyecek unsurları.
Bıraktığın gibi gör vatanını; modern insanlarını, kadınlarını,gençlerini,çocuklarını, bayramlarını, inkilaplarını ve dahasını unutmayan ve unutamayacak olan kişilerin varlığına inan .Her 29 Ekim de kutlamaların çeşitli sebeplerle iptaline ragmen milyonların sokağa kırmızı beyaz bayraklarla adını anmasını gör o sonsuz uykunda.
En önemlisi de her 10 Kasımda saat 9’a 5 geçe milyonların Anıtkabir’e akın ettiğini bil. En önde yürüyen saçları beyazlaşmış, yüzü kırışmış bir elinde buketleri diğer elinde sopası, gözünde yaşları ile sana gelen tonton teyzeyi hatırla, farklı şehirlerden sana minnet duygularını illetmeye gelen, senin adına şiirler okuyan,yazılar okuyan, canını feda eden çiçeklerini yani yarınlarını çocuklarını bil.
Bil ki sen uyurken bile rahat edemesinler sen uyurken bile tam 92 yıl sonraki bazı ziniyet senin korkusuzca kurduğun cumhuriyeti güvenlikleri ile korumaları ile idare edeceğini, bayramlarını iptal ettirip kendi bayramlarını yaratacağını,cefa olmadan saraylarda sefa sürebileceğini ve ölüm yıldönümlerinde yobaz ve gerici zihniyetlerini taşıdıkları mezarlarına milyonları sürükleyeceğini sansınlar…
Sansınlar ki bizde böyle minnet dolu bir günde tam 92 yıl öncesini hatırlayıp vals eşliğinde,kızlı erkekli, Cumhuriyet duygularımız kabararak “Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun” diyebilelim !