Yazıma Soma’da ki şehitlerimizi tekrar yad ederek başlamak istiyorum.
5 dk’nın kıymeti dedik. Ne alaka dediniz belki hayatımızın her anında olan bu beş dakikanın ne kıymeti olabilir ki? Bu çocuk gene kendi hayal dünyasın da ne yaşıyor da eli klavyeyle buluştu? Biraz gözlem, ufak tecrübe, az sabır sonucu oluştu aslında bu düşünce bende.
Yaptığımız işte hangi sektör de olursak olalım; bankacılık, inşaat, satış, gıda vb. hepimizin üstün de amirleri, yetkilileri, müdürün dahi başına geneli mevcut, devamlı bir hesap verme, stres, sorumluluk..
Bize bu stresi getiren aman işte eksik bir şey oldu mu? Ufak detay dediğimiz, görünür de önemsemediğimiz lakin çarkın işleyişini bozan ayrıntıyı atladık mı hissidir ve ayrıca bu stres aslında bizi içten içe yiyen ufak bir düşmandır.
Sektörlerden çıktık yola oradan devam etmek arzusunda şunu belirtmeli ki her işte uygulamayı mükemmel yapmak ile yapmamak arasında sadece 5 dk. var aslında, o ufak detay ya da ayrıntı sen ne dersen artık onu atlayıp atlamamak sadece 5 dk. üzerinde durmakla işin atlanır ya da atlanmaz ve emin olun o 5 dk. hayat kurtarır her işte.
Bu ara gündem de olduğu için burdan örnekleyelim; İş Güvenliği kurallarına uygun iş yapmakla yapmamak arasında 5 dk. var; emniyet kemerini takmak, maskeni yanına almak, işe uygun ayakkabını giymek sadece 5dk. nı alır.Ama biz de muazzam bir türk cesareti vardır “Bana bir şey olmaz deriz” her daim, halbuki bilmeyiz ki cesaretin çoğu cehaletten gelir. O’nun sorumlusu’da aman der 5dk.‘lık iş için bu kadar önlem almaya değmez deri olan tam da o 5dk. içinde olur… Sonra en yetkili amire hesap verme anına gelir ve daha yetkilisine kendi vicdanına, 5dk.‘nın kıymetini belki anlamıştır ama artık iş işten geçmiştir.
Aileye gelebiliriz ya da dost meclislerine ani tavırlarımız reflekslerimiz ile ciddi tartışmalar yaşarız, sadece 5dk. dayansak derin nefes alabilsek o an ne kalp kırarız ne dostluklarımıza bir darbe vururuz. Güzel bir söz vardı maziden aklımdan kalan “Kalpler cam gibidir, kırıldımı toplayabilirsin ve fakat kırık izleri kalır” 5dk. sabrede bilsek o an bir durup derin nefes alabilsek ağzımızdan öfkeyle çıkacak sözleri sabırla yumuşata bilsek çok daha iyi olmaz mı? Üç günlük dünya yı 5 dk’ya satmaya değer mi değmez diye düşünenlerdenim.
Yada işlerimizi yaparken baştan savarak aman bugün mesaiyi doldurayım yerine kendimize bir oto kontrol mekanizması kursak ve yaptığımız işleri 5dk. kontrol edilecek periyotlara bölsek işimizi daha düzgün yapar ve hesap verdiğimiz yetkilinin makamına aman bir şey der şimdi stresiyle çıkmak yerine takdir almanın huzuru ile çıkmaz mıyız?
Dostlar kısacası bu küçük ve önemsiz gördüğümüz 5 dk. hayatımızın aslında nasıl yön bulacağının anahtarı, ve bu anahtarı doğru kullanmak elimiz de diye düşünüyorum, biz vasata değil en iyiye bu 5dk. lık fark ile ulaşabilir hayatımızın çoğu alanında başarıya ve huzura ulaşabiliriz kanısındayım.
Selametle…
Ufak Not: Yeni Havalimanın ülkemizi yüksek ufuklara çıkarması temennisiyle…