Sevgili dostum;
İnsan nerede ne yaşayacağını bilmiyor. Geçmişin ve geleceğin arasında sıkıştım kaldım. Geçmekte olan ise çoktan benim kontrolümden çıkmış durumda ve benim bu duruma karşı elimden bir şey gelmiyor. Aslında uzun zamandır aklımda olan bu mektubu şimdi yazmamın da bir sebebi var elbette ama bunu seninle paylaşmak için çok erken diye düşünüyorum. Senin yüzünden de değil bu benim için erken.
İnsanları sevmiyorum. Belki yaşadıklarımdan belki de okuduklarımdan dolayı olabilir. Ama ne olursa olsun artık onları sevemiyorum. Nasıl içimdeki duygu denilen o tümörü kesip atmaya çalışıyorsam insan denilen çıkara dayalı müptezelliği sevmiyorum, sevemiyorum. Uzaklaşmak, parça parça dağılmak istiyorum ama yapamıyorum. Çünkü çoğu insanın yaptığı gibi onları sevmediğimi dile getirsem de onlarsız da yapamıyorum. Aslında yalnızlık denilen kavramı genelde derinden hissetsem de bunun yüzeye çıkması beni rahatsız etmiyor da değil.
Geçenlerde bir akşam intihar etmeye karar verdim. Aklıma takılan bir soruydu bu kararı vermeme sebebiyet veren. Soruyu sana da yöneltmek isterim. ‘Neden bunca uğraş, savaş, çaba? Yani uğraşsak en zirveye çıksak – Tıpkı Romalı imparatorun da yaptığı gibi- sonrasında ne olacak? Çabalarımızın sonucu bizi tatmin edecek mi? Ya da bizi tatmin edecek bir sonuç var mı? Sorarsan bulamadım hala. Ama intihardan vazgeçtiğimi sana yazdığım bu satırlardan anladın. Diyeceksin ki neden o zaman?
Korkmadım sana yemin ederim. İntihar etmeyi bir cesaret olarak görenlerdenim. Bu bilinir dünyadan vazgeçip bilinmezliğe açılan bir yolculuğa başlamak herkesin yapabileceği bir kabiliyet değil ve bu kabiliyette cesaret gerektirir içinde acı barındırır belki ama her acı yaşayan da bu kabiliyete sahip olmasa gerek; zira öyle olsa kimse kalmazdı değil mi? Bu kabiliyette cesaret gerektirir ve cesaret gösterenler ise takdire şayandır.
Sana biraz kendi satırlarımla intihar denilen eylemi tanımlamak isterim, okursan eğer. İntihar bir eylem değil bir seçimdir. İntihar yaşama karşı yaşamamayı seçmektir. Bir eylem hiçbir zaman başka bir eylemi sonlandıramaz. Ya onu değiştirir ya da başka bir eylemin başlamasına sebebiyet verebilir. Oysa intihar eylemi yaşama ve içindeki tüm o inovasyona son verir. İnsan denilen varlık varlığının verdiği zarardan o kadar bunalır ki ve de varoluşunun acısı onu o kadar delirtir ki onu ortadan kaldırması ve ruhunun ızdırabını dindirmesi gerekebilir. Bu mecburidir. İnsan yaşamının ızdırabı içindeki ruhtan ve bedenden kurtulmak, tüm bu olay zincirinin dışına çıkmakta isteyebilir.
Ama işte intihar etmememin sebebi intiharımı kişisellikten ve sorumluluktan kurtarmak istediğim için olabilir. Çünkü intihar denilen eylem çevrenin veya ne olursa olsun başka birisinin yüzünden olmaz, olmamalıdır. İnsanın elindeki en büyük güçlerden en büyüğü olan yaşamını sonlandırma gücü, kendisi tarafından saf ve biricik olarak verilemediği takdirde içinde korkaklık barındıracaktır.
Ben korkak değilim sevgili dostum. Hiçbir işi tam yapamadım bugüne kadar ama korkakta değilim. Ben cesaretimi hep içimde taşıdım. Savaştım yenildim ayağa kalktım savaş baltalarım hep elimdeydi. Ama bazen insan bırakası geliyor. Bunca uğraş niye derken savaşmaktan korktuğum için değildi savaşın nedenini anlayamamdı.
Ben seni tanımıyorum. Kadın mı erkek mi olduğunu, yaşını bilmiyorum. Seni seviyorum. Ben konuştuğum herkesi dibe çektim bu zamana kadar. Kendi görüşlerimi onlara empoze ettim ve onları yönlendirdim. Onlara kendi bataklığıma çektim. Beni çok severler sevgili dostum, iyi konuşurum espiriliyimdir,yardımseverimdir ama beni ben olduğum için seven yok ki. Gerçi böyle bir şey de mümkün değil zaten. Ama ben kalabalıklar içinde yalnız olmaktan bıktım klişesini yaşıyorum.
Evet biliyorum iyi biri değilim ama iyi olmamı isteseler olurdum. Beni seveceklerini bilsem, değer vereceklerini anlasam her şeyi yapardım. Değer verdim bazen insanlara o kadar fazla verdim ki kendi değerimden bir şey kalmadı bana. Gelecek denilen şey insanları ayakta tutan umut denilen duygunun emaresi değil de ne? Benim umudumu mahvettiler. Ben iyi olduğuna inandığım şeyi yaparken onlar bunu eziklik, acizlik olarak gördüler. Alay ettiler sevgimle. Oysa o içimde en derinlerde olan ve ortaya çıkarmaktan korkar olduğum bir şeydi. Farklı olmak değil derdim, farkında olmakta, savaşlarda umrumda değil, barışlarda. Ben gerçekten sevginin gücüne inandım. Bir olmanın hep kötü olduğunu düşündüm. Bir hayatım olsa yine harcardım onlara iyi olduğum için değil, fedakarlık hiç değil sevdiğim için.
Ben insanları sevmiyorum dedim ya yalan aslında sevdiğim çok insan olmasa da var. Ama ben onlar için ölürdüm sevgili dostum. Onlar istese dedim ya her şeyi yapardım.
4 Yıl insan psikolojisi eğitimi aldıktan sonra şimdi psikologa gidiyorum bu arada. Çünkü ben artık bildiklerimle sizlerin arasında yaşayamıyorum. Hoş bu mektubu yazdım çünkü tanımadığım birine hep anlatmak istemişimdir. Yolda anlatmak istiyorum ama malum ülkemizde sapık algısını oluşturan insanları yüzüne bu riskli olurdu. Beni sapık olarak görmelerini istemezdim.
Seni seviyorum.