Günler geçiyordu, her gün daha farklıydı,
mevsimin pek bir önemi yoktu çünkü onun olmayışı en büyük kıştı…
Üzerime vuran güneşi gözlerim görmüyordu artık, zaman geçiyordu ve dünya daralıyordu.
Güneş onu göremeyeceğimi anladı artık, gitti.
Ancak dediğim gibi zaman geçiyordu, mevsimler bir hız treni gibi gözden kayboluyor, sonra aynı hızıyla tekrar geliyordu…
Ben hala aynı istasyondayım, yazı bekliyorum…
ancak artık trende gözükmüyor buralarda, aslında onu beklemediğimi anladı, gelmiyor artık..
camdan bakan çocukların güler yüzlerini, yaşlı kadınların, adamların yıllar yılı yüzlerinde biriktirdiği kırışıklığı göremiyorum..
Ancak inan bunların hiçbir değeri kalmadı artık…
Bir mevsim, bir tren
İki mevsim, iki tren
Üç mevsim, üç tren geçti,
ancak ben hala kıştayım,
ben hala aynı istasyonda bekliyorum,
çünkü sen yoksun…